Bugün Batum’daki tatilimin son gününde kumsalda, tek ayağı bu dünyaya kendisinden daha erken veda etmeye karar vermiş bir köpek dostumla tanıştım. Onca insanın arasında tek bir ıslıkla, eksiğine hiç aldırmadan olanca hızıyla yanıma geldi. Gün batadururken ve yağmur üzerimizden yağarken ikimiz de ıslanmamıza aldırmadan birbirimizle oynadık. Sanki kırk yıldır tanışıyormuş da ya da uzunca bir zamandır ayrı düşüp tekrar kavuşmuşuz gibi bir sevinçti bizimkisi. Sevgili dostum kumları kazıyor, havlıyor, kuyruk sallıyor, atlıyor zıplıyor; ben ise insan hallerimle onun sevincine elimden geldiğince ortak olmaya çalışıyordum. Karadeniz meşhur hallerini iyiden iyiye göstermeye başlamıştı bu sıralarda. Denize ancak sığda girebilenleri adeta tokatlayan dalgalarıyla Karadeniz, her bir geliş gidişinde kenardaki taşların düzenini kendine göre yeniden şekillendiriyordu. Yağmur iyiden iyiye ıslatmaya başladı bizi ve maalesef artık veda vakti de gelmişti. Ben severken sanki kendi yatağındaymış gibi usulca elinin üzerine yatan sevgili dostumla istemeyerek vedalaştım.
Ne garip… Evinizden kilometrelerce uzaktasınız. Burada geçirdiğiniz de son gününüz. Ve tam da son gününüze rastlayan eşsiz bir dostluk. Birini bir daha göremeyeceğinizi bildiğinizde zor olan veda neredeyse imkansız bir hal alıyor. Bir gözüm arkada kalarak kumsaldan uzaklaştım. O ise bir çifte doğru kendini sevdirmek için yol almıştı bile.
Sevgili dostum ile bu dünyada birbirimizi bir daha görür müyüz bilinmez. Ama kendisinin kulağına fısıldadım, başka bir evrende onu uçsuz bucaksız çayırlarda o tatlı halleriyle Dasty ile birlikte oyun oynarken, doyasıya koşarken izleyeceğim, yeniden buluşacağız başka bir evrende. Yine doyasıya sarılacağız.
O zamana denk kendine çok iyi bak sevgili dostum 0867.
Ve tabii ki seyahatim boyunca kafasını sevdiğimde kuyruğunu sallayan, başını güvenle elime yaslayan tüm sevimli dostlarım…
11.08.23 | Batum, Gürcistan

