Ülkemizde yapılan son değişiklik ile beraber 250 kişiden az çalışan istihdam eden, yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 500 milyon lirayı geçmeyen işletmeler KOBİ olarak tanımlanıyor. KOSGEB’in yaptığı araştırmaya göre ülkemizde her 1000 girişimden 998 tanesi KOBİ iken bu firmalar toplam üretim değerimizin %42,7’sini, toplam istihdamımızın ise %72’sini oluşturuyor. Bu satırlardan birçok kez değindiğimiz üretimin teknolojik gelişmişliği konusunda ise KOBİ’lerimiz arzu ettiğimiz seviyede değil. Öyle ki araştırma, KOBİ’lerin gerçekleştirdiği ihracatta yüksek teknolojili ürünlerin payının %1,5, orta yüksek teknolojili ürünlerin payının ise %26 seviyelerinde olduğuna işaret ediyor.
Bu haftaki buluşmamızda altını çizmek istediğim bir husus inovatif ve teknolojiye odaklı fikirlerle üretim gücünü birleştiren girişimlerin dünya genelinde ulaştığı başarılar ve Türkiye’nin bu alandaki konumu olacak. Öncelikle şu bilgiyi aklımızda tutalım: yukarıda bahsini geçirdiğimiz KOSGEB’in araştırmasına göre 10 ve daha fazla çalışanı olan KOBİ’lerin yalnızca %38,5’i yenilik faaliyetlerinde bulunurken yenilik faaliyetlerinin girişimlerin büyüklük grubu ile orantılı olduğu belirtiliyor. Çalışan sayısı arttıkça girişimlerin yenilik faaliyetinde bulunma oranı da artıyor.
Ancak yenilikçiliğin, teknolojinin ve girişimciliğin üretim ile beraber bu denli harmanlandığı günümüzde sadece ölçeğe odaklı bir yenilikçiliği eğilimi özellikle bizim ülkemizdeki firmaların rekabette geride kalmasına sebep olabiliyor. Gelin bunu bir kıyaslama yapabilmek adına ABD’deki örneklerle karşılaştıralım. ABD’de 2019 yılına kadar ticaret rekabeti sahnesine çıkan firmaların son üç yıldaki büyüme oranlarıyla sıralandığı Inc. 5000 araştırmasının sonuçları, yeni fikirlerin teknoloji ve girişimcilik ile birleşerek nasıl birer başarı hikayesi yazdığını gösteriyor. 5 bin firmanın toplamda 358 milyar dolarlık hasılata ulaştığı listede ortaya çıkarılan istihdam düzeyi ise 1,2 milyon kişi. Üç yıllık dönemde medyan büyümenin %219 olduğu listenin ilk sırasında hastalara ve ailelere klinik destek sağlayan ve söz konusu dönemde 1571 kat büyüyen bir firma yer alıyor. Şehirdeki otobüslere gerçek zamanlı rezervasyon hizmeti sağlayan firmanın 1113 kat, güneş enerjisi üretimi ve depolaması ile ilgili çalışan bir firmanın 876 kat büyümesi günümüz gerçekleri göz ardı edilmediği takdirde üretimin nasıl bir mucize ortaya çıkarabileceğinin birer göstergesi.
Listede göğsümüzü kabartan bir bilgi daha var. ABD’nin en hızlı büyüyen şirketleri arasına 159. sıradan giren Türk firma Hatching Time, üç yıllık dönemde %3274’lük bir büyüme oranı yakalayarak önemli bir başarıya imza attı. 2019’daki 2 milyon liralık cirosunu 2022 sonu itibarıyla 120 milyon liraya çıkaran şirketin kurucusu Yağız Aksu bu başarının altında yatan unsurların kalite, verimlilik ve teknoloji olduğunu ifade etti. ABD gibi geniş bir pazarda 300 farklı noktaya ulaşan şirketin üretimini Türkiye’de tutmak istemesi de ayrı bir takdir konusu.
Hep ifade ettiğimiz gibi; günümüz dünyası yeni fikirlerin, yeni teknolojilerle harmanlanarak inovatif şekilde tüketiciye ulaşacağı bir dünya. Rekabetin giderek kızıştığı bu arenada bu üç unsurun doğru birleşimini başaran firmalar, başarı hikayesi yazma noktasında da rakiplerinden çok fazla adım öne geçiyor.
Sağlıklı ve güzel bir hafta dileklerimle…
Bu yazı 23 Ağustos 2023 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayımlanmıştır.

