Her 10 Evlilikten 6’sı Görücülere Minnettar

Ünlü düşünür ve yazar Ralph Waldo Emerson aile için “kralların bile giremediği bir kale” benzetmesini yapar. Oscar Wilde ise “aile hayatının güzelliğinin hiçbir şeye benzemediğini” söyler. Düzenli olarak birçok konuyu işlediğimiz bu satırları bu hafta ise ülkemizde yapılan geniş kapsamlı bir aile araştırmasına ayırmak istedim. Milyonlarca kişilik bir aile olarak, tek yürek, tek vücut olmak zorunda olduğumuz bu günlerde, bu büyük ailenin fertlerinin eğilimleri ne yönde gerçekleşmiş, gelin beraber bir göz atalım.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Çarşamba günü “Aile Yapısı Araştırması”nın 2016 yılı sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. TÜİK’in ifade ettiğine göre, Aile Yapısı Araştırması (AYA)’nın amacı; Türkiye’deki ailelerin yapısını, bireylerin aile ortamındaki yaşam biçimlerini ve bireylerin aile hayatına ilişkin değer yargılarını tespit etmektir. Bu amaç doğrultusunda, ülkemizde yaşaran ailelerin hanehalkı özellikleri, evlilik, aile içi ilişkinleri ve toplumsal konulardaki değer ve tutumları ile aile sorunları hakkında bilgilerin toplanmasını hedefleyen çalışma mevzubahis konuların zaman içerisinde nasıl değişiklik gösterdiğinin analiz edilmesi açısından da büyük fayda sağlayacaktır.

100 çocuktan 7’sine büyükannesi bakıyor

Sözü çok fazla uzatmadan isterseniz araştırmanın göze çarpan sonuçlarına birer birer eğilmeye çalışalım. Son zamanlarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu’nun açıklamalarıyla gündeme gelen “torununa bakan büyükanneye maaş” konusu ile alakalı olarak, Türkiye’de her 100 çocuktan 7,4’üne büyükanne bakmaktadır. Gündüzleri annelerin çocuklarına bakma oranı ise %86. Yani her 100 çocuktan 86’sına gündüzleri annesi bakıyor. Bu oran Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki ailelerde %97’ye kadar çıkıyor.

Aileler en fazla akşam yemeklerinde biraraya geliyor

Araştırma kapsamında incelenen ailelerin ifade ettiğine göre, aile fertleri en fazla akşam yemeğinde biraraya gelirken beklendiği gibi haftasonları biraraya gelme oranı artıyor. İstanbul’da yaşayan ailelerin %26’sı hafta içinde sabah kahvaltılarında biraraya gelebilirken hafta sonlarında ise bu oran %72’ye yükseliyor.

Hafta içlerinde akşam yemeklerinde biraraya gelme konusunda ise liderlik Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde. Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan ailelerin %85’i hafta içleri akşam yemeğinde biraraya gelmeyi başarıyor.

Kadınlar için evlenme yaşı erkeklerden daha küçük

Bireylerin ilk evlilik için uygun gördükleri yaş sorulduğunda, kadınlar için ilk evlenme yaşının ağırlıkla 20-24 yaş arası olduğu bulunurken erkekler için bu aralığın 25-29 yaş arası olduğu bulunmuştur. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde her 100 kadından 71’inin 24 yaşına kadar evlendirilmesi uygun bulunurken İstanbul’da her 100 kadından 44’ünün 24 yaşına kadar evlendirilmesi uygun bulunuyor.

Üç büyükşehre baktığımızda ise Türkiye genelinden farklı olarak kadınların ilk evlilik için uygun bulundukları yaş aralığının ağırlıkla 25-29 yaş aralığı olduğu görülüyor.

Şekil 1: İstanbul, Ankara ve İzmir’de Kadınların İlk Evlilikleri İçin Uygun Görüldükleri Yaş Aralıklarının Dağılımı

sekil1
Kaynak: TÜİK.

Her 10 evlilikten 6’sı görücü usulüyle gerçekleşiyor

Ülkemizde 2016 yılındaki evliliklerin nasıl gerçekleştiği incelendiğinde karşımıza çarpıcı bir sonuç çıkıyor. Türkiye’de yapılan her 10 evlilikten 6’sı görücü usulüyle (bireyin rızası olduğu ve olmadığı durumların toplamı) yapılırken 3’ü ise bireylerin kendi kararları ve ailelerinin rızası ile yapılıyor.

İstanbul’da her 100 kişiden 50’si, Ankara’da ise 61’i görücü usulüyle evlenirken Güneydoğu Anadolu’da ise her 100 kişiden 77’si görücü usulüyle dünya evine giriyor.

Şekil 2: Seçilmiş Bölgelerde Evliliklerin Gerçekleşme Biçimi

sekil2
Kaynak: TÜİK.

Eğitimin önemi kendisini burada da gösteriyor. Türkiye’de bir okulu bitirmeyen bireylerin %79’u görücü usulüyle evlenirken üniversite mezunu bireylerin %67’si kendi kararı ve ailesinin rızasıyla evleniyor.

Ev ile ilgili sorumluluklar evliliklerin temel sorunu

Evli bireylerin yaşadıkları sorunlar incelendiğinde en fazla sorunun ev ile ilgili sorumluluklarda yaşandığı görülürken ikinci sırada ailece birlikte vakit geçirmede yaşanan sıkıntılar, üçüncü sırada ise sigara alışkanlığı bulunuyor.

Kadınlar erkeklere kıyasla eşinin gelirinin yeterli olmamasını, harcamasını ve sigara alışkanlığını evlilik içerisinde daha çok sorun ederken kişilik farklılıkları, arkadaşlar ve kıskançlık konusunda da erkeklerden daha dertliler.

Diğer bir deyişle evliliklerde kadınlar “biz farklı dünyaların insanıyız” cümlesini erkeklere nazaran daha çok kuruyor.

Sorumsuz ve ilgisiz davranma evliliklerin bitmesinin başlıca nedeni

Araştırma kapsamında incelenen boşanmaların nedenlerine bakıldığında, çiftlerin birbirine sorumsuz ve ilgisiz davranması boşanmaların başlıca nedeni olarak karşımıza çıkarken evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama ve eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması ise boşanmaların başlıca diğer nedenlerinden.

Bu noktada, toplum olarak bizi üzen sonuçları da görüyoruz çalışmada. 21. yüzyılın 17. senesi için yapılan bu araştırmada her 100 kadından 36’sı aile içerisinde dayak ve kötü muameleye maruz kaldığı için evliliğini sona erdirmek zorunda kalırken çalışma kapsamında incelenen kadınların %32,2’si aldatılmayı, %23’ü ise eşinin alkol bağımlılığını boşanmalarının nedeni olarak belirtiyor.

Erkeklerde ise sorumsuz ve ilgisiz davranma dışında eşin ailesinin aile içi ilişkilere fazlaca karışması boşanmaya neden oluşturacak bir etmen olarak görülüyor.

Evlilikte erkekler kadınlardan daha fazla çocuk istiyor

Ülke genelinde bireylerin şartlar uygun olduğunda sahip olmak istedikleri çocuk sayısına baktığımızda ise erkeklerin kadınlardan az da olsa daha fazla çocuk istediklerini görüyoruz. Ülke genelinde erkekler şartlar uygun olduğunda ortalama olarak 3,2 çocuk isterken kadınlar ise 3,1 çocuk sahibi olmayı arzu ediyor.

Sahip olunmak istenen çocuk sayısı şüphe yok ki bölgeler itibarıyla da değişiklik gösteriyor. Örneğin, Batı Marmara’da yaşayan ortalama bir aile şartları uygun olduğunda 2,8 çocuk sahibi olmak isterken Güneydoğu Anadolu’da yaşayan ortalama bir aile ise şartları uygun olduğunda 3,7 çocuk sahibi olmak istiyor.

Üç büyükşehirde ise eğilimler birbirine benzer gerçekleşmiş. Şartlar uygun olduğunda İzmir’de yaşayan ortalama bir aile ortalama 2,9 çocuk isterken Ankara’da yaşayan bir aile 3 çocuk, İstanbul’da yaşayan bir aile ise 3,1 çocuk sahibi olmayı istiyor.

Araştırmanın sonuçları çarpıcı ve değerlendirmeye değer. Fırsat buldukça Twitter adresimden de (www.twitter.com/mcdumann) araştırmanın ilgi çekici sonuçlarına yer vermeye çalışacağım.

Siz değerli okuyucularımıza huzur dolu ve güzel bir hafta diliyorum.

Bu yazı 20 Ocak 2017 tarihinde HaberAnkara‘da yayınlanmıştır.


gorucu

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s