Uluslararası kuruluşların çoğunlukla yılda iki kez yayınladıkları “Küresel Görünüm Raporları”, küresel ekonomik görünüme ilişkin esas hatları çizmekle beraber ülkeler özelinde de ekonomik gelişmelerle geleceğe yönelik tahminlerin bir arada bulunduğu yardımcı dokümanlardan oluyor. Geçtiğimiz hafta içerisinde bu dokümanların en önemlilerinden birisi olarak kabul edilebilen Dünya Bankası’nın “Küresel Ekonomik Beklentiler” Raporu yayınlandı. Dünya Bankası, ülkemizin 2017 yılına ilişkin büyüme oranı tahmininde yeniden revizyona gitti ve daha önce %4 olan tahminini %6,7’ye yükseltti.

Geçmişe kıyasla görece iyimser geçen bir 2017 yılının ardından küresel ekonomik görünüme ilişkin beklentiler 2018 yılında da olumlu yönde seyretmeye devam ediyor. Dünya Bankası’na göre 2008 yılında yaşanan Küresel Ekonomik Kriz’den bu yana küresel ekonomideki toparlanma eğiliminin bu denli istikrarlı seyrettiğinin belirtildiği raporda buna ek olarak söz konusu büyümenin küresel çapta artan yatırımlar, iyileşen sanayi üretimi ve genişleyen ticaret hacmi sayesinde de hızlandığının altı çiziliyor. Hatırlayalım: 2017 yılı Ocak-Ekim dönemi itibarıyla Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre küresel ihracat değer bazında %9,6 artarak 13,4 trilyon dolara yükselirken aynı dönemde küresel ithalatta da %11’e yakın artış gözlemledik. Dış ticaretin küresel büyümede lokomotif rolü oynadığı da zaten malumumuz.

Dünya Bankası da, yukarıda saydığımız artan yatırımlar, iyileşen sanayi üretimi ve genişleyen ticaret hacmi sayesinde iyileşen küresel ekonomik görünüm ışığında küresel büyümeye ilişkin beklentilerini yukarı yönlü revize etti. Dünya Bankası, küresel ekonominin 2017’de %3, 2018’de %3,1 ve 2019’da %3,0 büyümesini beklediğini açıklarken bu oranlar Bankanın Haziran 2017’de açıklanan bir önceki raporunda 2017 için %2,7 ve 2018-2019 yılları için %2,9 olarak açıklanmıştı.

Gelişen ülkeler Küresel Ekonomik Krizden toparlanma sürecini biraz gecikmeli gerçekleştirmeye başlıyor. Özellikle Avrupa Birliği’nde ekonomik güvenin, işgücü piyasalarındaki iyileşmenin ve büyümenin uzun dönemli eğilimlerden de başarılı gerçekleşmesi, gelişmiş ekonomilerdeki sağlıklı toparlanma sürecinin bir göstergesi. Diğer yandan, aralarında ülkemizin de yer aldığı gelişmekte olan ekonomilerde ise, geçtiğimiz dönemlere kıyasla bir miktar hız kaybı söz konusu. Dünya Bankası gelişmekte olan ekonomilere ilişkin 2017 yılı beklentisini %4,1’den %4,3’e yükseltirken 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin beklentilerini ise sırasıyla %4,5 ve %4,7 seviyelerinde sabit tuttu.

Yine Bankanın 2017-2019 dönemine ilişkin yaptığı öngörüler ışığında, 75 trilyon dolar büyüklüğündeki küresel ekonominin bahsi geçen üç yıllık dönemde mevcut büyüklüğüne bir 6,5 trilyon dolarlık kısmı daha ekleyeceğini söylememiz mümkün. 2017-2019 yılları arasındaki dönemde sırasıyla %3, %3,1 ve %3 oranlarında gerçekleşmesi beklenen küresel büyümeye en fazla katkı sağlayacak ülkeler arasında ise ülkemiz de yer alıyor. Öyle ki, söz konusu dönemde Çin ve ABD’nin küresel büyümenin yarısını kendi başlarına gerçekleştirmesi öngörülüyor. Çin’in küresel büyümenin %35,2’sini tek başına sırtlanacağı beklenirken bahsi geçen dönemde küresel büyümeye ABD’nin %17,9, Hindistan’ın %8,6, Avro Bölgesi’nin ise %7,9 düzeylerinde katkı sağlaması bekleniyor.

Ülkemiz ise 2017-2019 döneminde gerçekleşmesi beklenen küresel büyümeye %1,2’lik katkı ile sıralamada kendisine üst sıralarda yer bulan ülkeler arasında yer alıyor. Her zaman dediğimiz gibi, türlü badirelere rağmen başardığımız yüksek oranlı büyümenin aynı zamanda kapsamlı ve sürdürülebilir kılmamız da, ülkemizin ilerleyen dönemlerde en büyük ekonomileri arasında yer almasının öncelikli yollarından birisi.

Güzel bir hafta geçirmeniz ümidiyle…

Bu yazı 17 Ocak 2018 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.