Özellikle 2017 yılının son çeyreğinde sanayi üretimi verisinin beklentilerin üzerinde gerçekleşmesiyle piyasalarda önceden %7’ye yakın gerçekleşmesi beklenen dördüncü çeyrek ve 2017 yılı büyüme oranları %7’yi de aştı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz hafta içerisinde açıkladığı ulusal hesaplar verilerine göre Türkiye ekonomisi 2017 yılının son çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,3 büyürken yılın tamamında ise %7,4 büyümeyi başardı.
Türkiye ekonomisiyle bir miktar ilgilenen değerli okuyucularımız hatırlayacaktır; Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğindeki büyümesiyle dünyada liderlik koltuğuna oturmuştu. Daha önce %11,1 olarak açıklanan üçüncü çeyrek büyüme oranı açıklanan son verilere göre %11,3’e güncellendi. Böylesine hızlı bir büyümenin ardından yılın tamamını %7 düzeyinin üzerinde büyüme oranıyla kapatmak isteyen Türkiye ekonomisi, %7,4 oranındaki büyüme oranıyla dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisinin yer aldığı ve dünya ekonomisinin %85’ini temsil eden G-20 ülkeleri arasında 2017 yılında en yüksek büyüme oranına sahip ülke oldu. G-20 ülkeleri arasında ilk sırayı alan Türkiye ekonomisi bu büyüme oranıyla AB ve OECD ekonomileri arasında ise ikinci sırada yer almayı başardı.
2017 yılının tamamına baktığımızda Avro Bölgesi %2,3 düzeyinde büyürken 28 üyeli Avrupa Birliği ise %2,4 düzeyinde büyüdü. Türkiye ekonomisi %7,4’lük büyüme oranıyla gerek Avro Bölgesi’ni gerekse de Avrupa Birliği ülkelerinin büyüme oranını üçe katladı. Avrupa’daki ülkelere baktığımızda en yüksek büyüme oranını gerçekleştiren ülkenin %7,8’lik büyümeyle İrlanda olduğunu görüyoruz. Avrupa’nın önde gelen ekonomilerinden Hollanda bu dönemde %3,1, Almanya %2,2, Fransa %1,8 ve İngiltere %1,7 büyüdü. Büyümede en zayıf performansı gösteren Avrupa ülkeleri ise %1 ile İsviçre, %1,4 ile Yunanistan ve %1,5 ile İtalya oldu.
Bu haftaki buluşmamıza ismini verdiği gibi, 2017 yılının tamamında gerçekleştirdiği büyüme oranıyla Türkiye ekonomisi dünya ekonomisinin %85’ini oluşturan G-20 ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı. Söz konusu dönemde G20’nin yıllık ortalama büyümesi %3,8 olurken, dünyanın en büyük ekonomilerinden Çin %6,8, Hindistan %6,4 büyüme gösterdi. Dünyanın en güçlü ekonomisi ABD’nin bu dönemdeki büyüme hızı %2,3 oldu.
Günlerden beri büyüme performansımız hakkında bir dolu şey yazılıp çiziliyor ancak değerli Ticari Hayat okuyucularımız için 2017 yılının dördüncü çeyreğindeki ve tamamındaki büyüme performansımızı kısaca özetlemeye çalışalım. Harcamalar yöntemine göre hesaplanan gelirimize baktığımızda büyümenin lokomotif rolünü yine tüketim harcamalarının üstlendiğini görüyoruz. Dördüncü çeyrekte %7,3 düzeyinde gerçekleşen büyüme oranının 5,2 puanı, yılın tamamında %7,4 düzeyinde gerçekleşen büyüme oranının ise 4,4 puanlık (%60’lık) kısmı tüketim harcamalarından geldi. Yatırım harcamalarının büyüme oranına katkısı yıl genelinde 2,2 puan düzeyinde olurken net ihracat yılın dördüncü çeyreğinde büyüme oranını olumsuz yönde baskılayan harcama kalemi oldu. 2018 yılına rekorlarla başlayan ihracatımız 2017 yılının son çeyreğinde %9,4 artış gösterirken aynı dönemde ithalatımızdaki artış oranı ise %23,9 seviyesinde gerçekleşmişti. Bundan dolayıdır ki yılın dördüncü çeyreğinde net ihracat büyüme oranını 3,1 puan azalttı.
Sektörler itibarıyla büyümenin bileşenlerine baktığımızda ise en büyük katkının özellikle turizmdeki toparlanmayla birlikte 4,1 puan ile hizmetler sektöründen geldiğini görüyoruz. Sanayi sektörü yılın geneli itibarıyla 1,8 puanlık katkıda bulunurken bu katkı sanayi sektörünün son altı yıldaki en güçlü performansı olarak dikkat çekti.
Güzel ve mutlu bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 4 Nisan 2018 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.