“Ey İnsanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Kadınlar size Allah’ın emanetidir.”
Hz. Muhammed (S.A.V.)
Bugün 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü. Hayattaki en büyük hazinemiz olan annemizin, eşimizin, arkadaşlarımızın günü. Her özel günde olduğu gibi bu özel günde de “onları günde bir defa hatırlamayalım” dilekleriyle geçen bir gün ve son dönemlerde sayısı iyice artan üzücü haberlere konu olan kadınlarımız. Bugün 8 Mart. Togo’da evladını sokaktaki leğende yıkamaya çalışan kadının da, Çin’de günde 12 saat çalışıp da aylık 60 dolar alan kadının da, Haiti’de ortalıkta kol gezen hastalıklar yüzünden ölmek üzere olan kadının da, ülkemizde şiddet görüp de taciz edilen kadının da Kadınlar Günü kutlu olsun.
Türkiye’de nüfusun %49’8’ini oluşturan kadınlar ortalama olarak 80,7 yıl yaşıyor. Doğumda beklenen yaşam süresinin en uzun olduğu il 85,7 yıl ile Tunceli olurken en düşük olduğu il ise 77,7 yıl ile Muğla.
TÜİK’in 2014 yılı sonu itibarıyla derlediği verilere göre ülkemizde 10 kadından 1’i hala okuma yazma bilmiyor ne yazık ki. Kadınlarımızın %37’si ilkokul mezunu iken %13’ü ise herhangi bir yükseköğretim kurumundan (fakülte, yüksek lisans ve doktora) mezun durumda.
Türkiye’de kadınlar ortalama olarak 24 yaşında evleniyor. Evlenme yaşı Ağrı’da 21,2 yaş ile en düşük değerini alırken Ağrı’yı 21,7 yaş ile Kilis, 21,8 yaş ile Kars ve Muş izliyor. Tunceli ise 26,6 yaş ile kadınların ortalama olarak ilk evliliklerini en geç yaptıkları il olarak dikkat çekiyor.
15 ve daha yukarı yaştaki kadınların istihdama katılım oranı %26,7 olarak kayıtlara geçti. Yani diğer bir deyişle, her 10 kadından yalnızca 3’ü çalışabilir durumda ya da çalışmaya istekli. Kadınlar arasında eğitim düzeyi arttıkça istihdam düzeyinde de artış görülüyor. Lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılım oranı %25,8 oranında gerçekleşirken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı ise %71,3 oranında gerçekleşti.
Grafik: Eğitim Durumuna Göre İşgücüne Katılım Oranı

İstatistiklerde dikkat çeken bir diğer unsur ise kadınların eğitim düzeyi fark etmeksizin erkeklerden daha az kazanması. Bir erkek bir yılda ortalama 35.398 TL kazanırken bir kadın ise aynı dönemde ortalama 27.206 TL kazanabiliyor (Aradaki fark 1,28 kat). Tüm eğitim düzeylerinde kadınlar erkeklerden daha az kazanırken aradaki fark en fazla lise altı eğitimlilerde görülüyor. Okur-yazar olmayan erkekler okur-yazar olmayan kadınlara göre 1,63 kat daha fazla kazanırken yükseköğretim mezunu erkekler ise aynı kategorideki kadınlara göre 1,3 kat daha fazla kazanıyor.
Tablo: Eğitim Düzeyine Göre Kadın ve Erkeklerin Ortalama Yıllık Kazançları (TL)

Ve son olarak toplumumuzun en büyük sorunlarından biri olduğu gibi bu yazının da en utanç verici bölümüne gelelim. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yaptığı Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması’nın 2014 yılı sonuçlarına göre ülke genelinde her 100 kadından 36’sı yaşamının herhangi bir döneminde eşinden veya birlikte yaşadığı kişiden fiziksel şiddete maruz kaldı. Doğu Karadeniz’de bu oran %26,8’e kadar düşse de İstanbul’da %36,3, Ege Bölgesi’nde ise %37. Her sene olduğu gibi bu sene de aslında halletmemiz gereken sorun, hemen biraz önce okuduğunuz satırlarda duruyor. Peygamberimizin emanet olarak bıraktığı kadınlarımıza şiddete artık bir son verilmeli.
Doğumumuzdan ölümümüze kadar her daim varlıklarını hissettiğimiz, yarınlarımızın mimarı tüm kadınların günü kutlu olsun. İyi ki varlar…
İlk görsel: caghaber.com