Bu satırlardan birçok kez dış ticaretimiz ile ilgili konuları sizinle paylaşma imkanı buldum. Küresel ticaretin son dönemlerde üst üste uzun dönemli ortalamasından daha zayıf bir performans gösterdiğini, küresel ticaretteki bu görünümden ötürü ülkemizde de değer bazında dış ticaretimizin düşüş gösterdiğini ancak miktar cinsinden incelediğimizde ise görünümün o kadar da kötü olmadığını belirtmiştim. Bu satırları düzenli takip eden değerli okuyucularımızın alanı ekonomi olmasa da bu konular ile ilgili belirli bir birikime sahip olduğunu tahmin ediyorum. Bugün de alanımız yine dış ticaret olacak. Bir çay ya da kahve molasında dış ticaretimizin girişim özelliklerine yapısını sizinle paylaşmayı istiyorum.
Türkiye İstatistik Kurumu her yıl Girişim Özelliklerine Göre Dış Ticaret İstatistikleri’ni resmi web sitesinden yayınlıyor. Dış ticaret verilerinin, iş kayıtları sisteminde yer alan girişimlerin ana faaliyet türü ve çalışan sayısı bilgileri ile eşleştirilerek dış ticaret yapan girişimlerin özelliklerinin elde edildiği istatistikler, temel olarak dış ticaretimizin firmalar bazındaki görünümünü vermesi açısından önemli. İstatistiklerin önem arz ettiği bir diğer konu ise kapsayıcılığı. 2015 yılı itibarıyla yapılan eşleştirmeler sonucu bilgilerine ulaşılan girişimler toplam ihracat ve ithalatın %99,9’unu gerçekleştirmiş.
Öncelikle dış ticaretimizde lokomotif görevi gören KOBİler (Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler) ile başlayayım. Sayı olarak ihracatçıların %95,4’ünü, ithalatın ise %94,6’sını oluşturan KOBİler 2015 yılı itibarıyla toplam ihracatımızın %55,2’sini, toplam ithalatımızın ise %37,8’sini gerçekleştirmişler. 2014 yılına kıyasla KOBİlerin gerçekleştirdiği ihracatın toplam içerisindeki payı bir miktar azalırken ithalatta ise bu oran değişmemiş.
Dış ticaret yapan KOBİler ağırlıklı olarak ticaret alanında faaliyet gösteriyor
2015 yılında yapılan ihracatın %55,8’i, ithalatın ise %52,2’si sanayi sektöründe faaliyet gösteren girişimler tarafından gerçekleştirildi. Ana faaliyet ticaret olan girişimlerin ihracattaki payı %37,8 olarak gerçekleşirken ithalattaki payı ise %35,5 düzeyinde gerçekleşti. Öte yandan, ticaret alanında ihracat yapan 100 firmadan 86’sı KOBİ sınıfına dahil olurken yine aynı alanda ithalat yapan 100 firmadan 63’ü KOBİ sınıfındadır.
Şekil 1: Ticaret Alanında Faaliyet Gösteren Girişimlerin Kompozisyonu

Hem ticaret alanında hem de sanayi alanında faaliyet gösteren girişimler için ihracatın çoğunluğu KOBİler tarafından gerçekleştirilirken sanayi alanında gerçekleştirilen ithalatın yarıdan fazlası 250’den fazla çalışana sahip girişimler tarafından gerçekleştiriliyor.
Şekil 2: Sanayi Alanında Faaliyet Gösteren Girişimlerin Kompozisyonu

Son olarak yazıya da başlığını veren yoğunlaşma konusuna değinelim. Çalışma kapsamında yoğunlaşmayı, ihracatın ne kadarlık bir payının en üstte yer alan firmalar tarafından gerçekleştirildiği şeklinde yorumlayabiliriz. Örneğin, ilk 5’te yer alan firmalar bir önceki yıl 100 dolarlık ihracatın 50 lirasını, bu yıl ise 75 lirasını gerçekleştirdiyse bunu yoğunlaşmanın artması şeklinde değerlendirebiliriz.
TÜİK’in Girişim Özelliklerine Göre Dış Ticaret İstatistikleri değerlendirildiğinde 2014 yılında 100 dolarlık ihracatın 15 doları ilk beşte yer alan girişimler tarafından gerçekleştirilirken 2015 yılına gelindiğinde 18 dolarlık kısmı bu girişimler tarafından gerçekleştirildi. Yoğunlaşma alt kategorilerde de kendini göstermiş. Örneğin, yine 2014 yılında gerçekleştirilen 100 dolarlık ihracatın 42 doları ilk 100’de yer alan firmalarca yapılırken 2015 yılında ilk 100’de yer alan firmalar toplam ihracatın %45’ini gerçekleştirmişler.
Aşağıdaki grafik ihracatta yoğunlaşmayı özetliyor aslında. Tepedeki girişimlerin ihracattan aldıkları payı gösteren grafikte tüm kategoriler bazında ihracatta yoğunlaşma artmış durumda. 2015 yılını gösteren turuncu sütunların tamamı 2014 yılını gösteren mavi sütunların tamamından daha uzun.
Şekil 3: 2014 ve 2015 Yılları İtibarıyla Girişimlerin İhracattaki Yoğunlaşması

Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünde erişmek istediğimiz ihracat hedeflerine giden yolda büyük bir öneme sahip olan ihracatçı sayımızın artırılması ile beraber ihracatımızın tabana yayılması da sürdürülebilir ihracat artışının gerçekleştirilmesi için olmazsa olmaz unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelecek dönemde küresel ekonomileri bekleyen kırılganlık süreçlerinden tepede yer alan firmaların derinden etkilenebileceği varsayımıyla ihracatımızın daha fazla tabana yayılması, bu kırılganlıkları en az zararla bertaraf edebilmemiz için önemli hususlardan birisidir.
Bir yaz mevsimi daha sona erdi, bu hafta da sizi yaz mevsiminin son yazısıyla selamlama imkânı buldum. Şair ne demiş; yaz geçer, yine gelir; yaz geçer, iyi gelir sözcükler…
Nice güzel mevsimlerde biz yine siz değerli okuyucularımız ile burada buluşmayı diliyoruz. Güzel haftalarımız olsun.
Bu yazı 29 Ağustos 2016 tarihinde HaberAnkara‘da yayınlanmıştır.