Ondan çok şey beklediğimiz, uğruna çok umut ettiğimiz yeni yılın ilk köşe yazısında yeniden sizinle buluşmanın mutluluğundayım değerli okuyucularımız. Ancak bir yanımız da 2016’dan bugüne yanımızda getirdiğimiz gibi kan ağlıyor. Önce daha yeni yıla gireli 75 dakika olmuşken İstanbul’dan gelen haber ile yıkıldık. Onca acımızın üzerine bunun üstesinden nasıl geleceğiz diye düşünürken dün akşam saatlerinde bu sefer İzmir ile sarsıldık. Ne çok acı var, ne çok acı hikâye var. Allah tüm şehitlerimizin mekanını cennet eylesin. Hayat, ne yazık ki, devam etmek zorunda.
Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlük’üne göre mutluluk “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik” olarak tanımlanmakta olup, şimdiye dek sayısız değişik tanımları yapılmış görece ve göreli bir kavramdır. Birleşmiş Milletler çatısı altında konumlanmış ve Türkçe’ye “Sürdürülebilir Gelişim Çözümleri Ağı” olarak çevrilebilen SDSN’nin 2012’den bu yana her sene (2014 senesi hariç) yayınladığı Dünya Mutluluk Raporu’nda ise mutluluğun tanımı temel olarak psikolojik gelişme ve farklı öznel ölçütler bazında iyi hissetme ve olma hali olarak tanımlanıyor. Hiç şüphe yok ki, geçmiş yıllarda yapılan çalışmalardan farklı olmak üzere günümüzdeki çalışmalarda üzerinde tartışılan mutluluk kavramı, hayat standartları, yaşam beklentisi, gelir düzeyi, hayata dair seçim yapma özgürlüğü, sosyal destekler gibi birçok etmeni de içine alan bir kavram haline gelmiştir.
Dünya Mutluluk Raporu’nda 157 ülkenin ekonomi, psikoloji, sağlık, kamu politikaları ve ulusal istatistikler bazında hesaplanan mutluluk düzeyleri yer alıyor. Rapor temel olarak bireylerin ve ülkelerin mutluluk düzeylerinin hangi ölçütlerle değişim gösterebileceğini değerlendiriyor.
Raporun sonuçlarına göre Danimarka en mutlu ülke olarak sıralamada ilk sırada yer alırken Danimarka’yı sırasıyla İsviçre, İzlanda, Norveç ve Finlandiya izliyor. En mutlu 10 ülkenin beşi İskandinav ülkeleri olurken Avustralya kıtası da hem Avustralya hem de Yeni Zelanda ile en mutlu 10 ülkenin arasında kendisine yer buluyor. Türkiye ise 157 ülke arasından kendisine ancak 78. sırada yer bulabiliyor.
Tablo: Ülkelerin Dünya Mutluluk Endeksi’ndeki Sıralamaları

Raporda birçok önemli ve ilginç husus bulunmakla birlikte yer alan ilgi çekici değerlendirmelerden birisi ise ülkelerin 2005-2007 yılları arasındaki mutluluk düzeyinin 2013-2015 yılları arasındaki mutluluk düzeyi ile ne ölçüde farklılaştığı olarak karşımıza çıkıyor. Diğer bir deyişle, ülkeler 2005 yılından 2015 yılına kadar geçen dönemde ne kadar daha mutlu ya da mutsuz hale gelmişler. Listenin ilk sırasında Nikaragua var. Nikaragua, Sierra Leone, Ekvador, Moldova bireylerin mutluluk düzeyinin söz konusu dönemde en çok arttığı ülkeler olarak sıralanırken Yunanistan, Mısır, Suudi Arabistan, Botsvana gibi ülkelerdeki bireyler ise söz konusu dönemde en çok mutsuz olan bireyler olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye ise listenin yeşil kısmında, mutluluk düzeyini az da olsa artıran bireylerdeniz.
Ülkelerin mutluluk düzeylerinin yanında mutluluğun o ülkede yaşayan bireyler arasında ne ölçüde farklılaştığı da hemen her alanda tartıştığımız eşit(siz)lik konusunu bir kez daha gündeme getiriyor. Hollanda, Singapur, İzlanda, Lüksemburg, İsviçre gibi gelişmiş ülkelerde bireyler ortalama olarak aynı düzeyde mutlular. Mutluluk bu ülkelerde bireyler arasında çok da fazla farklılaşmıyor. Bu durumu tabi ki söz konusu ülkelerdeki gelir ve fırsat eşitliğinin diğer ülkelere kıyasla daha iyi bir performans göstermesiyle açıklayabilmek mümkün. Madalyonun diğer tarafında ise her alanda eşitsizlik ile mücadele etmek zorunda kalan en az gelişmiş ülkeler var. Rapora göre Güney Sudan, Liberya, Honduras, Jamaika gibi ülkelerde mutluluk, bireyler arasında büyük değişiklikler gösteriyor. Kapı komşunuz gayet iyi yaşam şartlarına sahip olabilirken siz birçok sorun ile mücadele etmek zorunda kalabiliyorsunuz. Bu arada Türkiye ise bu konudaki eşitsizliğin görüldüğü ülkeler arasında.
Raporun tamamı incelemeye ve üzerinde düşünmeye değer ancak bu hafta bu satırlarda gelir düzeyinin mutluluğu ne ölçüde etkilediğinden ve diğer şartlar sabit kabul edilmişken parayla saadetin olup olmayacağından bahsediyoruz. Aşağıdaki şekilde ülkelerdeki kişi başına düşen gelir düzeyi ile ülkelerin mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkiyi görebiliyoruz. Ülkelerin gelir istatistikleri Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) temin edilirken mutluluk düzeyleri ise Dünya Mutluluk Raporu’ndan.
Sizin de hemen fark edebileceğiniz ve aslında bu şekli görmeden önce de öngörebileceğiniz üzere gelir ile mutluluk arasındaki ilişki pozitif yönlü. Diğer bir deyişle, bireyler daha yüksek kişi başına gelire sahip olduklarında kendilerini daha mutlu hissediyorlar. Kişi başına gelirde gözlenen %1 oranındaki bir iyileşme ortalama olarak bireylerin mutluluk düzeyini %0,13 oranında iyileştiriyor.
Şekil 1: Ülkelerdeki Kişi Başına Gelir ile Mutluluk Düzeyi Arasındaki İlişki
Ülke olarak gülen yüzlerimizi, mutluluğu unuttuğumuz günlerden geçiyoruz. Hatta öyle ki, çok ümit besleyerek girdiğimiz yeni yılda olduğumuzu bile anımsayamıyoruz; yarına dair içimizdeki ufacık umut zerreleri dahi her an çekip gitmek üzere bekliyor. Ama Sait Faik “Bütün ümit yarın sabahta”, Sezai Karakoç ise “Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah ve bir gündüz ve bir güneş vardır” der.
Bu gecenin sabahı artık gelsin. Bu geceye yenilmeden güneş doğsun artık.
Tüm milletimizin başı sağ olsun. Huzurlu bir hafta diliyorum.
Bu yazı 6 Ocak 2017 tarihinde HaberAnkara‘da yayınlanmıştır.