bayrak.

Bundan tam 11 yıl önce 24 Nisan tarihi yine bir Pazartesi gününe denk gelmişti sayın okuyucu. Beni üniversiteli yapacak yolun kapılarını açacak sınava elli beş gün kala (itiraf ediyorum, tüm sızlanmalarıma rağmen sınav sonucunda yüzümün güleceğini biliyordum; Allah en güzelini nasip etti), hayatımda yine unutamayacağım bir anıyı daha hatıra kutuma koyuyordum. Yer Antalya, Cam Piramit, tarih 24 Nisan 2006, vücut sıcaklığı 39’un üzerinde… Şimdi aradan 11 yıl geçmiş, şimdi sıra bayrağı teslim ettiğimiz kardeşlerimizde.

Hatırlıyorum da; gün içerisindeki karşılaştığım sıkıntıları işçi ve havuz problemlerine benzettiğim, duraktan eve giden yolu en yakın nasıl alırım diye zihnimden bilumum geometrik terimleri geçirdiğim, okul yolunda okuduğum kitabın şu hayatta edebi olarak ne anlam ifade ettiğini düşündüğüm zamanlarda, tıpkı şimdiki koşturmacamda olduğu gibi gerçekten derinden aldığım nefeslerimi hep o kutsal bir yer olan sahneye sakladım. En yorucu günlerin sonunda bile koşarak gittiğim provalarım deniz kıyısında ayaklarımı uzatıp da dinlendiğim bir haftasonu tatili; terimi son damlasına kadar akıttığım bir gösterinin sonundaki final sahnesi ise güzel mi güzel geçen bir tatilden sonra eve gelip de içinde hissettiğim huzur gibiydi. Hala da öyle… Bu yüzdendir ki aradan takvim yaprakları birbirini kovalarcasına değişse de değişmeyen tek şey benim sahneye duyduğum aşktır sayın okuyucu.

Bayrağı teslim ettik dedim ya hani sayın okuyucu… İşte 11 sene önce tam da bugün, yine aynı isimli gösteri ile seyirci karşısına çıkıyordu, benim hayata dair birçok şeyi öğrendiğim topluluğum. Ne büyük şanstır ki, yıllar sonra böylesine büyük çaplı bir şekilde organize edilen özel bir gösteride sahneye ilk adımı atmak da bana nasip olmuştu. Ama bir dakika, bir sorunumuz vardı! Normal bir insanda 36,8 derece civarında seyretmesi beklenen vücut sıcaklığı, tam da gösteri günü, hatta gösteriye birkaç saat kala, benim vücudumda 39’un üzerinden bir türlü düşmüyordu.

Yıllar sonra başka bir organizasyon için Antalya Cam Piramit’e gittiğimde yanımdakilerden müsaade isteyip de kulise gitmemin, birkaç dakikalığına gözlerimi kapatıp da o hengameyi hissetmeme, başımda telaş ile kaygılanan insanların sesini duymama da tam bu olay neden olmuştu. Geleneksel bir dansımız gereği üzerinden atlamam gereken ateşin sahneye getirilişi, hocalarımdan birinin “atlayabilecek misin?” diye soruşu, tüm halsizliğime ve yüksek ateşime rağmen kostümlerimi giydikten sonra bana değer veren insanların yanı başımdaki telaşları, aradan yıllar geçse de hala ilahi bir güç sayesinde olduğuna inandığım gösteriye birkaç dakika kala ateşimin normale dönüşü ve sahneye attığım ilk adımdan sonra zihnimin derinliklerine yol alan, hala bir rüya gibi gelen o 1,5 saate yakın zaman… Aradan ne kadar da vakit geçmiş sayın okuyucu…

İnsan ne ara büyüyor, büyüdükçe tuhaflıkları görüyor. Büyümek de büyükler de gerçekten çok tuhaf oluyor sayın okuyucu, çok tuhaf oluyor.

Bugün tarih yine 24 Nisan ve Türkiyem bugün sahnede yeniden hayat buluyor. Hani 100 bin avroluk teknesini anlatırken gözyaşlarına boğulup da içinden geçenleri “Anlayamazsınız…” cümlesine sığdıran bir çocuk vardı ya (!); işte ben de kendime onu örnek alarak selam ediyorum sana bu satırlardan.

Ben buraya bir tutam ‘anlayamazsın…’ bırakayım sayın okuyucu; o gösterinin hazırlıkları boyunca, gösteri gününde, sahnede ve o günden bugüne geçen 11 yılda yaşananların altını sen doldur.

Devrettiğimiz bayrağın yeni sahibi kardeşlerim; ayağınız düz bassın bu akşam, Allah yardımcınız olsun.

TRT Çocuk ve Gençlik Halk Oyunları Topluluğu’nun hazırladığı Türkiyem Özel Gösterisi bu akşam 21:20’de TRT AVAZ’da canlı yayında.

IMG_4312
24 Nisan 2006, Cam Piramit.
Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s