Andre Gide’in bu haftaki buluşmamız isim babalığı yapan bu sözü bir yana dursun, Dostoyevski’nin “Kültür dosdoğru yollar çizer” sözünü de hatırlayarak bu haftaki köşemizde ahkâm kesmeye başlayalım. Kültür, sadece okuryazarlığı ifade etmez; nezaket, özen, zarafet gibi unsurların bir araya gelmesiyle oluşan bir şeydir. Her ne kadar “sen bu kadar kültürlüsün, ben bu kadar kültürlüyüm” gibi bir ölçüm ve değerlendirme çok da mümkün gözükmese de kültürü oluşturabileceğini düşündüğümüz hususlarda değerlendirme yapmak çok da uzak görünmüyor aslında.
Ülkemizde kültür harcamaları 2016 yılında bir önceki yıla kıyasla %12,2 artarak 36 milyar 908 milyon liraya yükselirken kültür harcamalarının gayri safi yurtiçi hasıla içerisindeki payı ise söz konusu dönemde değişiklik göstermedi ve %1,4 düzeyinde sabit kaldı. 2016 yılındaki toplam her 100 liralık kültür harcamasının 61 lirasını devlet gerçekleştirirken özel harcamaların payı ise %39,1 düzeyinde gerçekleşti.
2016 yılındaki toplam kültür harcamalarının %61’ini oluşturan genel devlet kültür harcamaları içerisinde aslan payı %28,6 ile mimarlık alanının oldu. Kitap ve yazılı basın harcamaları toplam içerisinde %10,8 pay alırken gösteri sanatlarının payı %9,8 olurken görsel/işitsel ve multimedya %9,5, kültürel miras %9,4, doğal miras %8 paya sahip oldu.
Gelelim hanehalkının kültür harcamalarına… 2016 yılında ortalama bir hanehalkı her 100 liralık kültür harcamasının 40,1 lirasını kablolu yayın hizmetleri de dahil olmak üzere televizyon ve televizyon yayın masraflarına ayırırken kitaplara 10,2 lirasını; sinema, tiyatro ve konser harcamalarına ise 4,8 lirasını ayırıyor. Gün içerisinde kültür aktivitelerine ayırdığı zaman içerisinde kitaplara ayırdığı zamanda cimri davranan bizler, konu harcamalara gelince de aynı cimriliği gösteriyor ne yazık ki. 2016 yılında ortalama bir bireyin gazete ve dergilere ayırdığı pay 0,3 puan gerilerken müzik enstrümanlarına ayırdığı pay ise 0,3 puan yükselerek yüzleri bir miktar güldürdü.
ŞEKİL 1: 2016 Yılında Ortalama Bir Hanehalkının Kültür Harcamalarının Bileşenleri (Kaynak: TÜİK)
Yurtdışına çıkan, özellikle de Balkanlar ile Ortadoğu ülkelerine giden değerli okuyucularımız karşılaşmıştır. Özellikle televizyon dizilerimizin şanı sınırlarımızı aşmış; gerek müzisyenlerimiz gerekse de sinemacılarımız artık birer ihracat partneri olarak yurtdışı pazarlarda etkin birer rol oynamaya başlamıştır. İşte TÜİK’in yayınladığı Kültür Ekonomisi verilerinde aynı zamanda kültürel mal ihracatı ile ithalatı verileri de yer alıyor. 2016 yılında kültürel mal ihracatımız bir önceki seneye göre %7,2 artarken aynı dönemde kültürel mal ihracatının toplam mal ihracatı içerisindeki payı da %4,4 oldu. Kültürel mal ithalatı ise söz konusu dönemde %0,9 azalırken toplam mal ithalatının ise %2,3’ünü oluşturdu.
2016 yılında 19,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen kültürel mal ihracatının %72’sini el sanatları oluşturdu. El sanatları ihracatımızı yukarıda da ifade ettiğim gibi son dönemlerde önemini giderek artıran görsel ve işitsel medya ürünleri takip ederken kitap ve yazılı basın ihracatımız ise üçüncü sırada yer aldı.
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk kültürü, “Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden mana çıkarmak, uyanık davranmak, düşünmek, zekâyı eğitmektir” şeklinde tanımlar. Biz de onun çizdiği yolda yürüyen bu milletin bir bireyi olarak her bir günümüzü zekâmızı eğiterek geçirmeliyiz. İşte ancak o zaman muasır medeniyetler seviyesine erişebiliriz.
Güzel bir hafta olsun.
Bu yazı 8 Aralık 2017 tarihinde HaberAnkara‘da yayınlanmıştır.