2017 yılının son zamanlarını yaşadığımız bu günlerde, geride bıraktığımız hafta içerisinde ekonomik gelişmeler sanki bir haftaya sıkışmaya çalışmış gibi ilgilenen her bireyin nabzını, pop sanatçısı Derya Uluğ’un şarkısındaki gibi 180’e çıkardı. Haftanın ilk gününde uzunca bir zamandır beklediğimiz ülkemizin üçüncü çeyrek büyümesi, hemen ardından başta ABD Merkez Bankasıyla (FED) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) olmak üzere merkez bankalarının Aralık ayı faiz kararları, imalat sanayi PMI değerleri, istihdam seferberliği ve daha nice ekonomik gelişme bu haftanın nasıl geçtiğini bilemememize neden oldu.

Biraz önce de dediğim gibi haftaya ülkemizin üçüncü çeyrek büyümesiyle başladık. Türkiye ekonomisi 2017 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %11,1 büyürken bu büyüme dünyanın en gelişmiş ekonomileri olan G-20 ülkeleri arasında da bir dünya birinciliğinin müjdecisi oldu. Aynı dönemde %6,8 büyüyen Çin ve %6,3 büyüyen Hindistan’ın çok üzerinde büyüyen Türkiye, AB, OECD gibi gelişmiş ekonomileri de gerisinde bıraktı. Hiç şüphe yok ki, hafta boyunca büyüme oranı üzerinde bir hayli fazla yazıldı çizildi; hepsinden bahsedip tekrara düşmek istemiyorum. Ancak üçüncü çeyrekteki büyümenin büyük bir kısmının özel tüketim harcamalarından geldiğini, dış ticaretin bu çeyrekte de büyümeye katkı sağladığını ve büyümenin geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla baz etkisine sahip olduğunu bir kez daha tekrar etmiş olalım.

ŞEKİL 1: 2016’dan Bu Yana Büyüme Oranımızın Bileşenleri (Kaynak: TÜİK)

Büyüme oranının henüz heyecanını atamamışken Çarşamba günü de FED’in o çok beklenen faiz kararını alma şansı bulduk. FED Çarşamba günü sona eren Aralık ayı para politikası toplantısının ardından yaptığı açıklamada politika faizinin 25 baz puan artırılarak yüzde 1,25-1,50 aralığına yükseltildiğini ifade etti. Faiz kararında beklentiler dahilinde bir açıklama yapan FED 2018 içerisinde de üç kez faiz artırımına gidileceğinin öngörüldüğünü belirtti. FED’in açıklamasında ılımlı büyüme performansına ve istihdam piyasasındaki güçlü büyümeye vurgu yapılırken 2018 yılında yeni başkanıyla beraber bizler yine FED kararlarıyla ve söylemleriyle meşgul olacağız gibi duruyor.

Bu hafta içerisindeki bir diğer önemli faiz kararıysa ülkemizden geldi. TCMB de Aralık ayı para politikası toplantısının ardından son dönemlerde piyasaları fonladığı geç likidite penceresi borç verme faiz oranında 50 baz puanlık artırıma giderek söz konusu faiz oranını yüzde 12,75’e yükseltti. Öte yandan Banka, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 8,00’de, gecelik marjinal fonlama oranını (faiz koridorunun üst bandı) yüzde 9,25’te ve gecelik borçlanma faiz oranını (faiz koridorunun alt bandı) yüzde 7,25’te sabit tuttu. TCMB yaptığı açıklamada enflasyondaki son dönemdeki gelişmelerin fiyatlama davranışlarına ve beklentilere ilişkin riskleri artırdığını ifade ederken fiyat istikrarı için para politikasındaki sıkı duruşun devam edeceğini de açıklamasına ekledi. TCMB’nin de kararı birçok mesaj içeriyor şüphesiz ancak başka ayrıntılı bir çalışmanın konusunu oluşturabilecek bu konunun ayrıntılarıyla sizi boğmak istemiyorum.

Yılın yavaş yavaş sonlarına geliyoruz. Birçok gelişmenin yaşandığı bu yılın son günleri neler gösterir bilmiyoruz ama ilerleyen buluşmalarımızda da yılın geneline dair değerlendirmelerimizi yine bu satırlardan sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Yeter ki nabızlar meşguliyetten, hızlı veri akışından, koşturmacadan yükselsin.

Güzel bir hafta olsun.

Bu yazı 15 Aralık 2017 tarihinde HaberAnkara‘da yayınlanmıştır.