Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz haftalarda ülkemizdeki AR-GE harcamalarının istatistiklerini sizlerle paylaşmış ve geleceğin dünyasının kurallarının bugünden yazıldığını belirtmiştim. Bu haftaki buluşmamızda da yine aynı konuya değinmek istiyorum. Çünkü her yeni gün hayatımızda yeni bir değişikliği beraberinde getiriyor ve bundan çok kısa zaman önce hayalini bile kuramadığımız şeylere bugün şaşırmaz oluyoruz.

Gelecek eskisine nazaran artık çok yakında ve bu artık daha hızlı akan zamanda bizlerin de teknolojiyle haşir neşir olma konusunda çağ atlamamız gerekiyor. Veriler gösteriyor ki, AR-GE harcamalarının gerek niceliği gerekse de niteliği konusunda almamız gereken yol var. Öyle ki, AR-GE harcamalarının toplam gelir içerisindeki payı ‘dişimize göre’ rakiplerden olan Slovenya’da %2,2, Çekya’da %2 ve Macaristan’da %1,4 düzeylerindeyken ülkemizde ise %0,94 seviyesinde. Yine benzer şekilde, kişi başına düşen AR-GE harcamamız 103 dolar olarak gerçekleşirken bu tutar İsviçre’de 2.410 dolar, Finlandiya’da ise 1.218 dolar düzeyinde. Son olarak, AR-GE harcamalarının stratejik ve tematik bir vizyonla yönetilmesi ve yönlendirilmesi de büyük önem arz eden konulardan.

Bütün bunlardan hareketle bu haftaki buluşmamızda da özellikle yeni nesil teknolojilere ve dijital girişimciliğe vurgu yapmak istiyorum. Artık kendini iyiden iyiye hissettiren Dördüncü Sanayi Devrimi özellikle yapay zekayı ve büyük verilerle çalışmayı odak noktasına koyarken yeni nesil sanayi devrimi ile özellikle elektronik ve bilgi teknolojilerinin kullanımı artık hayatın her alanına entegre olmuş durumda. Evlerimizde, iş yerlerimizde, arabalarımızda; kısacası hayatın her alanında otomasyonun zirveye çıktığı, özellikle tekrarlı basit işlerin otomasyon yoluyla yapıldığı ve giderek daha yoğun bir şekilde yapılacağı bir dünyaya doğru hızla yol alıyoruz. Biz hızla yol alırken gelecek de hızla geliyor.

Artık girişimler teknolojinin bütün imkânlarını kullanarak doğuyor ve gelişiyor. Düşünsenize, farklı renklerdeki şekerleri bir araya getirip gruplamak gibi kolay bir temele dayanan bir mobil oyun, birdenbire bütün dünyayı kasıp kavuran bir akım haline geliyor ve geliştiricisine günlük 900 bin dolar gibi bir getiri sağlıyor. Dünyanın en büyük çevrimiçi alışveriş sitesi olan bir web sitesi ise Çin’de büyük bir coşkuyla kutlanan 11 Kasım Bekârlar Gününde saniyede 293 bin dolarlık satışla kırılması çok güç olan bir rekora imza atıyor.

Yapılan araştırmalar, geleceğin hızla gelirken aynı zamanda çok da farklı geleceğini gösteriyor. Massachusetts Institute of Technology (MIT) Technology Review’in yaptığı araştırmada geleceğin firmalarının teknolojiyi en etkin ve akılcı şekilde kullanan firmalar olduğunu ifade ederken yapay zekâdan roket üretimine, çevrim içi alışverişten en ölümcül hastalıkların teşhisine, teknolojik ev aletlerinden ilaç üretimine kadar birçok farklı alanda teknolojinin hızla geliştiğini ortaya koyuyor.

Araştırmada yer alan firmalardan biraz bahsetmek gerekirse, en başta yapay zekânın giderek gelişen teknolojiye damgasını vurduğunu söylememiz yanlış olmaz. Kanser gibi uzun yıllarca insanlığın baş belası olan bir hastalığın başarılı teşhis oranı doktorlar tarafından yapıldığında %60 düzeylerinde gerçekleşirken geliştirilen yapay zekâ olanakları sayesinde bu oran %90’lara kadar ulaşabiliyor. Ve yahut son zamanlarda sahibinin ülkemizi de ziyaret ettiği bir firma daha ucuz ve yeniden kullanılabilir roket üretimi sayesinde kısa bir süre içerisinde on milyar doların üzerinde değere ulaşıyor. Yapay zekâ, otomatik cihazlar ve sanal gerçeklik gibi alanlarda AR-GE faaliyetleri gerçekleştiren bir firma ise sürücüsüz otomobil projesiyle önümüzdeki dönemde yollarda yer alacağa benziyor.

Gelecek fark ediyoruz ki çok farklı geliyor. Bu hızlı yolculukta yerimizi iyi edinmemiz gerekiyor.

Güzel bir hafta geçirmeniz ümidiyle…

Bu yazı 20 Aralık 2017 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.