Ticari Hayat Gazetesi’nin ekonomi köşesinde 2019 yılının sonu buluşmasındayız. Geride bırakmaya hazırlandığımız bu yıl küresel piyasalarda duraklama endişelerinin yoğun bir şekilde yaşandığı bir yıl oldu.
Neredeyse iki tam yıldır iki ileri bir geri devam eden ticaret savaşlarının önce küresel ticaret hacmini sonrasında da küresel ekonomik aktiviteyi derinden etkilemesi gözleri başta majör merkez bankaları olmak üzere para politikalarının belirleyicileri olan kurumlara çevirdi. 2019 yılından miras aldığı belirsizliklerle birlikte hemen ufukta görünen 2020 yılı da merkez bankalarının yılı olacağa benziyor.
2019 yılına başlarken faiz artırımına gideceğini konuştuğumuz ABD Merkez Bankası (FED) 2019 yılında ekonomide yaşanan duraklamanın da etkisiyle faiz indirimlerine ve bilanço küçültmeye yönelik politikalarını bir kenara bırakarak yeniden genişleyici bir para politikası izlemeye başladı. Yılın son toplantısının ardından açıklamalarda bulunan FED Başkanı Jerome Powell, ekonomi için olumlu görünümde somut bir değişiklik olmazsa FED’in mevcut para politikası duruşunun devam edeceğini ifade etti ve bu söylem piyasalarda, faizlerin uzun bir süre sabit kalacağı şeklinde yorumlandı. Mevcut durumda %1,50-1,75 aralığında olan FED’in politika faizinin 2020 yılını da bu düzeyde tamamlaması öngörülüyor.
ABD tarafında gelen ekonomik veriler 2019 yılının geneline yayılan duraksama şüphelerini bir miktar bertaraf etse de Avrupa ekonomilerinde belirsizlik 2020 yılında da devam edeceğe benziyor. Avrupa ekonomilerindeki bu belirsizlik ortamı Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) önümüzdeki dönemde ekonomileri destekleyici politikalarına devam edeceği sinyali verse de negatif faiz oranlarının yan etkileri de artık masada durmaya başladı. AMB’nin yeni başkanı Cristine Lagarde, bankaların karlılığının azalması ve finansal istikrara yönelik risklerin de göz önünde tutularak stratejik gözden geçirmelerin ve değerlendirmelerin yapılacağını ifade etti. Piyasada AMB’nin mevcut para politikasının 2020 yılında da devam edeceği öngörülürken özellikle uluslararası ticaret tarafındaki belirsizliklerden ve Avro Bölgesi imalat sanayi zayıflamasından dolayı mevcut para politikalarının yeniden test edilebileceği ifade ediliyor.
Çin ekonomisinin uzun dönemli performansına baktığımızda mevcut durumunun söz konusu performanstan bir hayli uzak olduğu aşikâr. Öyle ki, Çin Merkez Bankası (PBOC) Çin ekonomisine ilişkin büyüme tahminini aşağı yönlü revize etti ve 2020’ye ilişkin büyüme öngörüsünü %6,1 olarak belirledi. PBOC’den yapılan açıklamada Çin’in gerçekleştireceği büyümede yurtiçi ve yurtdışında daha fazla risk ve zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirtilirken ekonomiyi daha da istikrarlı hale getirmek için yapılacak olan politikaların önemine dikkat çekildi. Çin ekonomisindeki bu zayıflamanın para politikası tarafından desteklenmesi beklentisi 2019 yılının tamamına yayılırken 2020 yılına ilişkin olarak ılımlı ve hedefli bir patikanın izlenmesi öngörülüyor. Bununla birlikte ekonomistler, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde zayıflığın kötüleşmesi durumunda merkez bankasının büyümeyi desteklemek için bu yıl tercih ettiği bir yöntem olan rezerv karşılıklarının düşürülmesi yoluyla sisteme nakit vermeyi sürdürmesini bekliyor.
İyisiyle kötüsüyle bir yılı daha geride bırakıyoruz. Gelişiyle beraber yeni bir on yıllık dönemin de kapısını aralayacak olan 2020 yılının, tüm değerli okuyucularımız için sağlık, mutluluk, başarı ve huzuru da beraberinde getirmesini diliyorum.
Güzel bir hafta ve yıl geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 25 Aralık 2019 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.