Ve bitmez dediğimiz 2020 yılını da geride bırakıyoruz. Yılın hemen başındaki ilk buluşmamızda The Economist Dergisi’nin 2020 yılın için yapmış olduğu öngörülerden bahsetmiştik.
Derginin kapağında karmakarışık bir şekilde dizilen harflerden öncelikle seçilen sözcüklerden olan Mars, yapay zekâ, biyoçeşitlilik ve sürdürülebilirlik kelimelerinin 2020 yılına damga vuracağı beklenirken sizin de tahmin ettiğiniz gibi 2020 yılına damga vuran tek bir kelime oldu: pandemi.
Avrupa ekonomilerinin bir süredir devam ettiği durgunlukla mücadelesinin süreceğini, ticaret savaşlarında artan nabzın ekonomiyi yeniden yavaşlamaya yönlendireceğini beklerken tüm dünyada insanların birbirleriyle sadece balkonlarından ve internet üzerinden iletişime geçebildiği, kalabalık hallerine alıştığımız ünlü meydanların ve caddelerin adeta bir film sahnesindeymiş gibi terk edilmiş görüntülerine şahitlik ettiğimiz, dünya geneline yaklaşık 2 milyon insanın hayata veda ettiği bir süreci hep beraber yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Ben de yine bir ritüelimiz olarak bugün, önümüzdeki yıla ilişkin öngörülerimizi içeren bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum ama bu sefer her birimiz daha temkinliyiz: evet, beklentilerimiz var ama bakalım önümüzdeki yıl bizi neler bekliyor (Umarım sadece güzel şeyler bekliyordur) …
Yılın son günlerinde Birleşik Krallık’ta başlayıp çevre birkaç ülkede daha görülen koronavirüsün mutasyona uğramış hali önümüzdeki döneme ilişkin kaygılarımızın başında geliyor. Aşı çalışmalarının gayet hızlı bir şekilde gerçekleşmesi ve dünya genelinde aşılanmanın başlamasıyla 2021’e ilişkin umutlarımızın yeşermesinin karşısında mutant virüs belirsizliği duruyor.
Mutasyona uğramış hali bir kenara dursun, koronavirüs endişelerinin bahar aylarına kıyasla daha düşük dozda olsa da sürmesi, ülkeleri genişleyici para ve maliye politikaları izlemekten geri alamıyor. Bu kapsamda, ABD’de mali teşvik paketinin genişletilmesinin tüketime ve üretime olan talebi de destekleyeceği öngörülüyor. Bu öngörünün somut sonuçlarını da Londra’da bakır fiyatlarındaki artıştan görebiliyoruz. Üretim hacmindeki artışın öncü göstergelerinden birisi olan bakıra talebin artmasıyla beraber gelişen fiyatlardaki yükseliş, önümüzdeki dönemde tüketim ve üretim tarafında işlerin yılın başına kıyasla görece daha olumlu seyredeceğine işaret ediyor.
Bu köşeyi takip eden değerli okuyucularımız hatırlayacaktır: her ne kadar gündemdeki yerini pandemiye kaptırsa da Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılma sürecinin 31 Aralık 2020 itibarıyla artık sonuçlanacağını ve bu tarihin ardından özellikle ticari ilişkilerde yeni bir sayfa açılması zorunluluğunu birkaç kere değerlendirmiştik bu satırlardan. Uzunca bir süre anlaşmasız ayrılık emareleri gösteren süreç, zorlu müzakerelerin ardından Birleşik Krallık ile AB arasında varılan ticaret anlaşmasıyla sonuçlandı. Bunun yanında, dün ülkemiz ile Birleşik Krallık arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması da Brexit süreci sonrasında Birleşik Krallık ile dünya arasındaki ticari ilişkilerin korkulduğu kadar kara bulutlarla çevrilmeyeceğine işaret ediyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, trajedi ve gözyaşı ile geçen bir yılın ardından 2021’de umut ışıkları göründüğünü belirterek tüm insanlığın doğa ile barışığ iklim kriziyle ve Kovid-19 ile mücadele etmesi gerektiğini ifade etti ve 2021’i “bir şifa yılı” yapmayı önerdi. İnsanlığın önünde birçok sorun bekliyor: iklim krizi, açlık, yoksuzluk, eşitsizlik, artan şiddet ve hastalıklar. İnsanlığın şimdiye kadarki karnesi biraz zayıf. Ancak bütün bu sorunların karşısında ortak dayanışma ile birlik ve beraberlik olmadan durmanın imkânsız olduğunu bu yıl hep beraber öğrendik. Ne demiş büyüklerimiz: bir musibet bin nasihatten iyidir.
Zorlu ve unutulmaz bir yılın sonuna geldik. 2021 yılının başta siz değerli okuyucularımız olmak üzere tüm insanlığa öncelikle -bu sene kıymetini fazlasıyla anladığımız- sağlık, sonrasında da huzur ve mutluluk geçirmesini diliyorum. Şimdi ciğerlerimizi taze bir nefes ile doldurma zamanı…
Güzel ve sağlıklı bir hafta ve yıl geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 30 Aralık 2020 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.