Literatürde uzun dönemli araştırmalara baktığımızda nedenselliğin yönü dönemler ve çalışmaların yapıldığı bölgeler itibarıyla değişiklik gösterse de enerji tüketimi ile ekonomik aktivite arasında doğrudan bir ilişki olduğunu görüyoruz. Enerji tüketimindeki artış ekonomik aktivitenin artmasını sağlarken daha hızlı bir performans gösteren ülkeler/bölgeler daha yüksek enerji talebinde bulunuyor.

Salgın döneminde dahi çarklarını durdurmayan birkaç ülkeden birisi olarak Türkiye, salgın sonrasındaki toparlanma döneminde de benzerlerinden (aslına bakarsanız rakiplerinden de diyebiliriz) daha hızlı bir büyüme performansı gösterdi. Büyümenin bileşenlerine baktığımızda ihracatın bu hızlı büyümeyi sürüklediğini gördük. İhracattaki olumlu performans 2022 yılında da devam ediyor. Buraya kadar her şey kulağa iyi geliyor. Ancak bu atletin böylesine hızlı koşması için gereken daha fazla oksijen eskiye kıyasla artık çok daha maliyetli.

Bu haftanın başında Türkiye İstatistik Kurumunun kamuoyuyla paylaştığı verilere göre, üreticilerin enerji maliyetleri son bir yılda %214,9 artmış durumda. Hızlı fiyat artışları tüketici-üretici fark etmeksizin, toplumun her kesimini derinden etkiliyor. Lakin ekonomik aktivite için bir oksijen niteliğindeki enerjideki bu maliyet artışı, üretimin solumun yetmezliğine yol açma riskiyle bizleri karşı karşıya bırakıyor.

---