Son zamanlarda karşıma çıkan tatlı şeyden biri oldu ‘bir yudum kitap‘. Her sabah güne başlarken mail kutunuza düşen satırlar sizi yeni güne güzel bir şekilde hazırlarken bir yandan da ilham pencerelerinizi sonuna kadar aralayarak şu hayata yeni güzel satırları katmanızın önünü açıyor. Zamanı değerli kılanın biriktirdiklerimiz olduğunu fısıldamış bu sefer de bu güzel ekip. Gerçekten de öyle. İster maddi, ister manevi; insan ömründen geçen onca zamanı değerli kılan, biriktirilen birçok şey bazen bir kutunun içine sığıveriyor.
Bir kutunun içine sığan kocaman bir dünya, kocaman bir hayat olduğunu hayal et sayın okuyucu. Ama tebessümler ama gözyaşları, ama merhabalar ama elvedalar; tamamı geçen onca zamanı değerli kılmak için bir kutunun içine giriyor. Kapağını açtığında ortaya saçılan birikmişlikler. Her birinde bir anlam yüklü bir ton şey ile beraber… Tebessümlerimiz gibi, gözyaşlarımız gibi, merhabalarımız gibi, elvedalarımız gibi; onların tamamı da bize ait. Tüm biriktirdiklerimiz bize ait aslında, tek bir amaca, geçen zamanı, günleri hala değerli kılmaya hizmet etmek için.
Ne demiş şair, sayın okuyucu? “Güzel günler çabuk geçer, içimiz hep hoşça kal ülkesi…” İnsanın içini bursa da bu cümle, haklılık payını fazlasıyla hak etmiyor mu sence de? Bu dünya gerçekten soğuk. Rüzgar genelde ters yöne eser ve limon ağaçları kurur. Ve birilerinin bahaneleri her daim hazır durur bir köşede.
Dünya gerçekten soğuk sayın okuyucu, her bir yeni günde insan daha iyi öğreniyor bunu. Behçet Aysan da bu dünyanın soğukluğuna atıfla diyor ki dizelerinde; yaşamı ölüm, yalanı gerçek diye anlatanlar var bu hayatta. Ne leylakların tomurundan haberi olanlar var ne de önümüzden kara bir tabut gibi geçen geceden. Diyor ki şair sayın okuyucu; “sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler!”.
İşte bunun gibi unutulan onca şeyi bir anda tekrar anımsatabiliyor bir kutunun içine giren kocaman bir dünya, tüm birikmişlikler. Allahtan onlar var da zamanın değerli kılındığını da anımsayabiliyoruz biz. Emrah Serbes de bize katılıyor. O da, “bu hain, aşağılık dünyanın gemisi batarken gururla gülümseyenlere, duyguları yüzünden her şeyi bir kenara koyabilen ‘adam’lara” selam ediyor.
Ne mutlu bu rüzgarın genelde ters yönde estiği, limon ağaçlarının kuruduğu bu soğuk dünyada bir kutunun içine tüm zamanı değerli kılan şeyleri biriktirebilenlere! Ne mutlu tüm o birikmişlikleri hala gururla hatırlayabilenlere! Ne mutlu hayallerimizi bizim gibi güzel insanlar ile paylaşabilenlere!