Bir hafta aradan sonra tekrar bu köşede beraberiz sizlerle. Geçtiğimiz hafta siz bu köşeye gelip de yeni yazımı göremediğiniz anlarda ben, sanat yönetmenliğini yürüttüğüm Ankara Özel Tevfik Fikret Okulları Halk Dansları Topluluğu’nun beşinci büyük temsili olan ve senaryosunu yazıp yönettiğim ‘Zülüf’ adlı tiyatral gösterinin son hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyordum. Şükürler olsun ki, topluluğum ve ben bir kez daha başarmış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Sanat ile geçen bir haftadan sonra bu haftaki köşemizi de ülkemizdeki kültürel, sanatsal aktiviteler üzerine genel bir değerlendirmeye ayıralım istedim.
Hipokrat’ın ünlü deyişlerinden birinin ilk kısmı, bugünkü başlığımız. Hipokrat der ki: “Sanat uzun, hayat kısa, fırsat kaçıcı, deneyim aldatıcı, hayat zor.” Peki, hayatın her alanında yerleşmesini dilediğimiz sanatın ülkemizdeki yeri ne? Kültürel faaliyetler hayatımızın neresinde yer alıyor? Bizim gözümüzle sanat sanat için mi yoksa toplum için mi?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi web sitesine girip de kültür-sanat istatistiklerine bir göz atmak istediğimde kurum, ilgili istatistiklerin bulunduğu tabloların en altındaki şu ibare ile bana bir sürpriz hazırlamış gibiydi: “2006 yılından itibaren bu tablo güncellenmeyecektir.” İstatistikler ile arası iyi olan bazı değerli okuyucularımızın içinden “Aradan 10 yıl geçmiş, bu eski verilerle analiz yapmak ne kadar da etkin?” diye sorduğunu duyar gibiyim ama geride bıraktığımız 10 yıla şöyle bir baktığımızda kültürel/sanatsal konularda ülkemizde çok da yapısal değişikliklerin olduğunu gözlemlemedik. Dolayısıyla analizin hemen başında verilerin 2006 yılından kalma olduğunu ancak sonuçların az-çok bugünü yansıtabileceğini söyleyerek işe koyulalım.
Faaliyetlere göre kültürel faaliyetlere baktığımızda sinemanın en fazla ilgilendiğimiz kültürel faaliyet olduğunu görebiliyoruz. Ama bir saniye! Hemen sevinmeyelim. 100 kişiden yalnızca 8’i düzenli bir şekilde sinemaya giderken yalnızca 2’si düzenli bir tiyatro seyircisi olarak karşımıza çıkıyor. Peki diğer sanatsal aktiviteler? Örnek aldığımız o 100 kişiden yalnızca 3’ü kütüphaneye giderken sadece 1’i düzenli bir şekilde zamanının bir kısmını resim sergisi ya da müze ziyaretine ayırıyor. Erkekler sinemaya ve kütüphaneye kadınlardan daha fazla giderken kadınlar tiyatroyu, bale ve operayı, konserleri ve resim sergisi ile müzeleri erkeklerden daha fazla ziyaret ediyor.
Şekil 1: Faaliyet Türüne Göre Referans Ayında Ev Dışı Kültürel Faaliyetlere Katılım Oranı

Kültürel ve sanatsal aktivitelere ayrılan zamanlara baktığımızda ise çağımızın en büyük icadı (!) televizyonun ezici bir üstünlükle ilk sıradaki yerini kimselere kaptırmayacağını görüyoruz. TÜİK’in araştırmasında ele alınan dönem itibarıyla ayda toplamda 83 saat 24 dakikanın ayrıldığı kültürel ve sanatsal aktivitelerin 63 saat 15 dakikasını (%76,2 gibi büyük bir orana tekabül ediyor) televizyon izlemek oluştururken 2 saat 56 dakikasını kitap okumak, 25 dakikasını müzik ve sahne sanatları gösterisi oluşturuyor. Eğlence aktivitesi olarak ise çoğunlukla “yakın çevrede yürümek, gezmek” görülüyor.
Şekil 2: Temel Alanlara Göre Kültür Ve Eğlence Faaliyetlerine Bir Ayda Ayrılan Ortalama Süre

Son olarak daha güncel veriler ile ülkemizde tiyatro ve opera istatistikleri ile bu haftamızı sonlandıralım. İstatistiklerin başladığı 2000-2001 sezonuna göre tiyatro seyircisi sayısı %136,4 oranında artarken opera seyircisi sayısı ise %93,1 oranında artmış durumda. 2000 yılında toplam 99 salonda 630 tiyatro eseri oynanırken 2014 yılı sonu itibarıyla bu sayı toplam 611 salonda 6.642 esere yükselmiştir (Önemli bir nokta: 2009-2010 sezonundan itibaren turne faaliyetleri tabloya dâhil edilmiştir).
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyearşisi’ni bilirsiniz. İnsan temelde biyolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra sırasıyla emniyet ve güven ihtiyaçlarını, ait olma ve sevgi ihtiyaçlarını (günümüzde bu kısım pek zor), saygınlık ihtiyaçlarını ve bilişsel ihityaçlarını karşıladıktan sonra birtakım sanat araçları ile estetik ihtiyaçlarını da tamamlamak ister. Tümüyle insan olmanın yolu buradan geçiyor.
Şekil 3: Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi
Siz siz olun, sanatın da bünyemiz için bir ihtiyaç olduğunu unutmadan günlerinizi yaşayın. Unutmayın; sanat uzun, hayat kısa.
Tüm değerli okuyucularımıza güzel bir hafta diliyorum.
Bu yazı 17 Haziran 2016 tarihinde HaberAnkara‘da yayınlanmıştır.