Herkesin birbirine bir eşya gibi baktığı günlerde; içinde solgun güllerin olduğu sandığı kilitleyip sulara bırakma zamanı gelmiş demektir. Öyle diyor şair, keyfine doyulmaz bir dolu satırın yanında. Bir dolu kilit var, dünyanın dört bir köşesinde. Her biri hisleri olduğu gibi bırakmayı amaçlayan binlerce kilit gördüm belki de, dünyanın birçok şehrindeki meşhur köprülerde. Ama insan büyüyor, öğreniyor; o iş öyle olmuyor.
Bir maceranın daha sonuna geldim, yine dünyanın bir köşesindeki bir havalimanında aldım kağıdımı kalemimi elime. Şükürler olsun ki her zaman söylediğim gibi, her maceranın sonunda yeni bir maceraya başlamak için güç buluyorum kendime. Ve her seferinde de ‘macera hiç bitmez’ diyerek biniyorum, o kanatlı dev araçlara. Benim de kilidim seyahatlere, maceralara.
Umut ediyorum ki çok geçmeyecek aradan ve mavi gökü yeniden göreceğim, tüm güzelliğiyle. Ne de olsa bizde mavi bir huy ve bu hayatımız sol göğsümüzün üzerinde taşıdığımız kristal ile değerli. Buradan bütün yetkililere sesleniyorum sayın okuyucu, bazılarına bir kalpleri olduğunu hatırlatın; unutuyorlar muntazaman.
İşte sana geldim güzel şehir Prag, eminim ki en yakın zamanda yeniden görüşeceğiz seninle. Ne dersin, belki güzel bir kahve demleriz; sohbet ederiz yine karşılıklı. Bir ara da dönerim işte eve. Biz de seninle beraber hislerimizi kilitlemekten çekinmeyiz yine; tüm kalbi buz tutanlara inat.
Dünyanın her bir köşesinde bir kilidim oluyor, şu hayatta bir kalbim olduğunu herkese hatırlatırcasına.
Bayramın kutlu olsun sayın okuyucu, Allah nicelerine eriştirsin. Ben kürkçü dükkanına dönüyorum, bekle beni.