Gün doğmak üzere burada sayın okuyucu. İnsana armağan gibi olan, karanlık gecelerden sonra geleceğine emin olduğunda hayatın akışını daha rahat göğüsleyebildiğin yeni bir gün doğumuna evimden, ender buluştuğum yatağımdan, bir de o çok sevdiğim çalışma masamdan çok daha yakınım. İnsan kendi dünyasından biraz olsun hareket ettiğinde yeni dünyalar keşfediyor. Hiç gidilmemiş topraklar, hiç yaşanmamış anılar elde etmek üzere dünyanın bir ucuna ulaşabiliyor.
Neredeyse iki sene olacak, Aymara dilinde ‘dünyanın sonu’ anlamına gelen Şili’ye yolum düşeli. Aradan geçen onca zamanda, yaşanan onca şeyden sonra insanın yolu dünyanın bambaşka bir ucuna düştüğünde anlıyor ki, bu bir ceviz büyüklüğündeki dünyamızın bir sonu yok. İnsan farklı dünyalar keşfettiğinde anlıyor ki, birbirinin yüzünü bile görmeden ancak birbirlerinin bazen sefasını sürerek bazen ise cefasını çekerek bu dünyadan göçüp gidecek insanlar var. Ve o çok sevdiğim Oğuzcuğum Atay’ın bir sözünde ufacık değişiklik yaparak onu da doğum gününde anayım bu noktada sayın okuyucu: “Başka ülkeler de varmış, her tarafı yeşil ülkeler de.”
Geçenlerde elimden düşürmediğim edebiyat dergilerinden birinde İlber Ortaylı Hoca’nın bir sözü dikkatimi çekmiş; hem satırların altını çizmiştim hem de bir köşeye not almıştım, unutmayayım diye. Altı çizili satırlarda diyordu ki: “Bavul gibi gezmeyin! Bizim insanımız seyahatlerini bilinçsizce yapar. Nerede, ne öğrenebileceğinden çok oraya gitmeyi ve orada bulunmayı önemser. Bir nevi insanımız bavul gibi gezer. Gezer de harita bilmez. Bavul da öyledir, harita bilmeden oradan oraya savrulur!”
Duvarda asılı haritada bir ülkeye daha iğne tutturmak yerine ayak basılan o toprakları gerçekten de keşfetmek gerekiyor sayın okuyucu. Sokaklarında kaybolarak, insanlarıyla konuşmaya çalışarak, bazen anlaşarak bazen tek bir kelime anlamayarak, caddelerindeki izleri takip ederek, köşe başlarındaki anıları canlandırarak, yeni lezzetlerini tadarak, bazen severek bazen evini özleyerek; bir şehrin gidilebilen her bir noktasına ulaşmak gerekiyor yani. İşte o zaman seyahat dediğin şey bilinçli bir hal alıyor. Sen şikayetlenen takipçilerine bakma sayın okuyucu, hem dediğimi hep yaptığımı yap, inan pişman olmazsın.
Başka bir kıtada, hiç gidilmemiş topraklarda uyanalı neredeyse bir hafta olacak. Bundan birkaç saat sonra yeni topraklar keşfetme, yeni insanlar tanıma, yeni kalplere dokunma zamanı gelecek. İnsanın elindeki en büyük hazine, şöyle geriye doğru bir bakış attığında her bir ‘an’ı için iyi ki diyebilmek.
Şükür nedenlerini uç uca ekleyerek…
00:04 | Jakarta, Endonezya