Bildiğiniz gibi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) her ayın 3’ünde (ya da takip eden ilk iş gününde) hem tüketici hem de üretici fiyat endekslerini kamuoyuyla paylaşarak bizlere geride bıraktığımız aya ilişkin fiyat gelişmelerini inceleme ve değerlendirme imkânı sunuyor.
Uzunca bir süredir faiz ile enflasyon arasındaki ilişki tartışıladursun; TCMB’nin geçen hafta bu satırlardan da değerlendirme şansı bulduğum para politikasında sadeleşme sürecinin tamamlanmasının ardından bir haftalık repo faiz oranı yeniden politika faizi olarak belirlenerek %16,5 seviyesine yükselmişti. Merkez’in bu adımının ardından Mayıs ayı fiyat hareketleri 7 Haziran’da toplanacak Para Politikası Kurulu’nun yeni bir aksiyon alıp almaması gerektiği konusunda belirleyici olması açısından büyük beklentiye haizdi.
TÜİK verilerine göre Mayıs ayı itibarıyla tüketici fiyatları alık bazda %1,62 artarken yıllık enflasyon ise aynı dönemde %12,15 düzeyiyle beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Veriler açıklanmadan önce piyasalar tarafından aylık enflasyonun %1,45; yıllık enflasyonun ise %11,95 düzeylerinde gerçekleşmesi bekleniyordu. Gerek Merkez Bankası gerekse de biz iktisatçılar için tüketici fiyat hareketlerini dönemsel etkilerden ve dışsal şoklardan arındırarak daha etkin bir şekilde değerlendirmeyi sağlayan çekirdek enflasyon ise Nisan’daki %12,24’lük düzeyinin ardından Mayıs ayında %12,64 düzeyine yükselerek tarihi yüksek seviyesine ulaştı.
Sadece tüketici fiyatları tarafında değil; üretici fiyatları tarafında da Mayıs ayındaki fiyat hareketleri beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) Mayıs ayında yıllık %20,16’lık artışla 2003 yılının Ağustos ayından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Literatürde yapılan araştırmalar tüketici fiyatlarındaki gelişmelerle üretici fiyatlarındaki gelişmeler arasında çift yönlü nedenselliğin varlığından söz etmektedir. Diğer bir deyişle, tüketici fiyatlarındaki artışın temel nedenleri arasında üretici fiyatlarındaki artış gösterilebilirken bu ilişkinin ters yönü de gerçekleşmektedir. Dolayısıyla, özellikle üretici fiyatlarında 2003 yılından bu yana en yüksek seviyelere ulaşan artış oranının, özellikle girdi fiyatlarındaki artış kanalıyla önümüzdeki dönemde tüketici fiyatlarında da yukarı yönlü baskıya yol açması muhtemeldir.
Ana harcama grupları itibarıyla, Mayıs ayında beklentilerin üzerinde gerçekleşen tüketici fiyatlarındaki artışa en fazla ortam sağlayan harcama grubu giyim ve ayakkabı olarak karşımıza çıkarken aylık bazda artış oranı ulaştırma grubu için %2,32; gıda ve alkolsüz içecekler grubu için ise %1,45 olarak gerçekleşti. Yıllık bazda ise en yüksek artış oranı %20,02 ile ulaştırma grubuna ait.
Mayıs ayında %12,15 düzeyinde gerçekleşen yıllık enflasyonun 3,3 puanı ulaştırma grubundan gelirken 2,6 puanını gıda ve alkolsüz içecekler, 1,7 puanını ise konut fiyatlarındaki artış oluşturdu.
Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek, Mayıs ayında beklentilerin üzerinde gerçekleşen enflasyondaki yükselişi büyük ölçüde baz etkileri ile petrol ve kur gibi dönemsel hareketler ile değerlendirdi. Sürdürülebilir yüksek büyüme için en büyük önceliğimizin fiyat istikrarı olduğunu ifade eden Sayın Şimşek, para politikasıyla maliye politikasındaki koordinasyonun kısa vadede baz etkileriyle birlikte bir miktar daha artması beklenen enflasyonun kontrol altına alınması konusunda işe yarayacağının altını çizdi.
Enflasyon oranında beklentileri aşmamız 7 Haziran’da düzenlenecek Para Politikası Kurulu’nun öneminin biraz daha artmasına sebep oldu. Verinin açıklanmasıyla piyasalar, enflasyonun kontrol altına alınmasına yönelik olarak faiz artırımına beklentisini fiyatladı. Bakalım yarın Merkez Bankası ne karar verecek; hep beraber izliyor olacağız.
Güzel ve mutlu bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 6 Haziran 2018 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.