Yakın dönemde bir yandan keskin kur hareketleri, bir yandan beklentilerin üzerinde gerçekleşen fiyat artışlarıyla yoğrulan sıcak ekonomi gündeminde, öncelerde liste başında yer alan dış ticaret istatistiklerini bir miktar yerinden etmiş gözüküyor.
Oysa Mayıs ayı itibarıyla açıklanan dış ticaret istatistikleri, yine ihracatta yeni rekorları beraberinde getirdi. Mayıs ayında ihracatımız %5,6 artışla 14,4 milyar dolarak yükselerek Mayıs ayları itibarıyla en yüksek seviyesine ulaştı.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının idari kayıtlarından derlenen geçici olmayan dış ticaret istatistiklerine göre Mayıs ayında ihracatımız %5,6 artarken ithalatımız ise %5,5 artış gösterdi. Söz konusu dönemde ihracatımız 14,4 milyar dolar olurken ithalatımız ise 22 milyar dolara yükseldi ve Mayıs ayında dış ticaret açığımız %5,4 artış göstererek 7,7 milyar dolara yükseldi.
Son 12 aylık dönem incelendiğinde ise yıllık ihracatımız 162,1 milyar dolara yükselerek yeni bir rekorun habercisi oldu. Söz konusu dönemde ihracatımız %,9,5 artış gösterirken ithalatımız ise –maalesef- ihracatımızın iki katı kadar artış, %20 oranında artış, göstererek 249 milyar doların üzerine yükseldi.
ŞEKİL 1: 2002’den Bu Yana Yıllık İhracatımız ve İthalatımız (Kaynak: TÜİK)
Fasıllar itibarıyla dış ticaretimizi incelediğimizde ise otomotiv sektörünün yine liderliği kimselere kaptırmadığını görüyoruz. 2018 yılı Mayıs ayında en çok ihraç edilen “Motorlu kara taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler, diğer kara taşıtları” faslını (2 milyar 303 milyon dolar), “Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, nükleer reaktörler” (1 milyar 400 milyon dolar) ve “Demir ve Çelik” (902 milyon dolar) ihracatı takip etti.
İthalatta ise ilk sırada mineral yakıtlar var. Son dönemde artış yönünde seyreden petrol fiyatlarının da etkisiyle mineral yakıtlar faslı 3,7 milyar dolar ile Mayıs ayında en çok ithalat yaptığımız fasıl olurken bu faslı sırasıyla “Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, nükleer reaktörler” (2 milyar 513 milyon dolar) ve “Demir ve çelik” (1 milyar 957 milyon dolar) ithalatı takip etti.
Değerli okuyucularımız da hatırlayacaktır; ülkemiz 2017 yılının üçüncü çeyreğindeki ve 2017 yılının tamamındaki büyüme performansıyla dünyanın en gelişmiş ekonomileri olan G-20 ülkeleri arasında en yüksek büyümeyi gerçekleştiren ülke olma başarısını göstermiştir. Ancak yine bir süredir en büyük yapısal sorunlarımızdan birisi olarak karşımıza çıkan dışa bağımlılık durumu yüksek büyüme dönemlerinde kendisini cari açıkta olduğu kadar dış ticaret açığında da gösteriyor. Öyle ki; yukarıda da bahsettiğim gibi, son 12 aylık dönemde ihracatta %,9,5’lik artış kaydedilirken buna karşın ithalattaki artış ise %20 seviyesinde gerçekleşerek dış ticaret açığının genişlemesine sebep oldu.
Konu dış ticaret olunca değinmeden geçemeyeceğimiz bir başka husus ise katma değer meselesi. Uzunca bir süredir ülkemizde yüksek teknolojili ürünlerin ihracatımız içerisindeki payı %3,5-4 aralığında salınırken bu oran ihracata dayalı büyüme modelini başarıyla uygulayan ve bundan katma değer sağlayarak kazanç elde eden Çin’de %34; Güney Kore’de %35 civarlarında gerçekleşiyor. Yükte ağır pahada hafif ürünlerin ihracat sepetimizdeki yoğunluğunu azaltıp tersine çevirerek geleceğin en gelişmiş ekonomileri arasına girme hedefimizde önemli bir adım atabiliriz. Bunun için de sürekli zikrettiğimiz gibi yenilikçiliğe ve AR-GE’ye çok daha etkin bir şekilde odaklanmamız gerekiyor.
Güzel bir hafta olsun.
Bu yazı 8 Haziran 2018 tarihinde HaberAnkara‘da yayınlanmıştır.