fatura.

Adına tatil deyip de mutfakla oturmaktan artık şekli değişmiş koltuğum arasında mekik dokuduğum, en büyük eğlencemin güneş batarken soğuk kahvemi alıp da balkondan sokakta oynayan çocukları izlediğim günlerin kaçıncısında olduğumu bilmiyorum sayın okuyucu.

Sana bildiğim şeylerden bahsedecek olursam eğer, onların başında ise bahsettiğim çocukları izlemek dışında bugün beni heyecanlandıran tek aktivitenin bir süredir posta kutumda ikamet eden su faturasını yatırmak olduğunu söyleyebilirim. Uzun zamandan sonra yolumun, eski zamanlardan kalma, kendine hayrı kalmayan bir vantilatöre, kendinden büyük şeyler beklenip de tüm odayı soğutma görevi verildiği devlet dairelerinden birine düşeceğine bu kadar sevineceğimi kırk yıldan biraz fazla bir zaman düşünsem dahi aklıma getirmezdim.

Dağınık saçlarıma öylesine bir şekil verip parmak arası terliklerimi ayağıma geçirerek su faturasını ödeme hedefime doğru emin adımlarla yola koyuldum. Hedefime vardığımda ise bu işin o kadar da kolay olmayacağını, yanındakiyle hararetli mi hararetli bir kadına acaba daha çok bekleyeceğimizi sorduğumda aldığım sert yanıtla anladım. Ömrünün büyük bir çoğunluğunu geçirdiği memuriyetin kendisine verdiği yetkiye dayanarak devletin kararlı yüzünü gösteren bu kahramanımıza bir kelime dahi kurmak anlamsızdı. Sonuçta devletti bu, usandırmaya gelmezdi. Sonra devlet, her zaman on beş yaşında olurdu, canını sıkıp da bir kere küstürdün mü artık dönüp yüzüne bakmazdı*. Usulca arkamda sıra sıra duran eski banklardan birine oturdum ve kollarımı da bağlayarak devletin gönlünün olmasına bıraktım kendimi.

Beni heyecanlandıran tek aktiviteden bahsederek söze başladım ya hani; müsaaden olursa söze bir de emekli albay rolüne bürünüp de “nerede kaldı eski çocukluk!” diye devam ettirmek de isterim. Hatırlıyorum; yukarı mahalledeki çocuklarla aynı bayrağa gönül verip de aynı milletin mensubu olmamıza rağmen futbol maçlarında içimizde adeta bir “milli takım” heyecanı yaşadığımız; biraz ötedeki duvarın üzerinde oturup da kaçamak gözlerle bizi kesen mahallenin en güzel kızını, yakantop oynarken yakaladığımız canların sayısıyla tavlayabileceğimizi düşündüğümüz zamanları. Sanıyorum ki kadınların sayılarla arası ekseriyetle iyi oluyor ama bu farklı bir yazının konusu tabii.

Her neyse. İçimden yanı başımdaki kivi oraletinden, biraz da höpürdeterek bir yudum alıp da “şimdiki çocuklar şanssız azizim!” diye hayıflanmak geldi sayın okuyucu. E madem içimden geldi, yapmamam için bir sebep var mı? O zaman:

“-Şimdiki çocuklar şanssız azizim!”

Bizim masalların açtığı yolda, hayal gücünün gösterdiği hedefe duymadan yürüyeceğimize ant içer gibi durmadan sol göğsümüzdeki gümüşü hohlayıp parlattığımız** günlerin aksine şimdiki çocuklar bir çiçekle konuşabileceklerine inanmıyorlar. Bu da yetmezmiş gibi, her yeni günde bir insanla konuşabileceklerine, bir şeyler paylaşabileceklerine dair inançlarını kaybediyorlar** giderek.

Geçmiş zamanda altını çizmekten kanattığım satırlardan birinde yazar “Hayallerin gerçekleştiği yerler sadece masallar, hikayeler değildir. Hayaller onları gerçekleştirmeyi yürekten isteyen herkese açık kapı bırakır**” der. Benim de zihnimden geçirip de gerçekleştirdiği hayallerin ev sahibi de bu sefer masallar ya da hikayeler değil; devletin on beş yaşındaki huysuz halleriyle bir kez daha karşılaştığım, yaz sıcağının içine işlediği bir devlet dairesi oldu. Bir bankın üzerinde oturup da çocukların gülümseyerek gökyüzünü izlemeyi hatırladıkları, bir hayvanın başını şefkatle okşayabildikleri, bir çiçekle konuşup da derdini paylaşabildikleri bir dünyayı hayalimi gerçekleştirmek üzereyken normalden biraz daha yüksek çıkan bir sesle irkilip cennetten dünyaya döndüm:

“-Beyefendiiiii! Beyefendiii! Faturayı yatırmaktan vazgeçtiniz sanırım? Sıra sizde!”


fatura

 

* Hasan Ali Toptaş’ın Gölgesizler kitabından…
* Masa Dergisi’nin Ağustos Sayısının keyifli satırlarından…

 

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s