Dünyamız Giderek Isınıyor

Maalesef farklı zamanlarda ülkemizin farklı yerlerinden gelen afet haberleri canımızı yakıyor. Bundan daha üzücü bir şey de, iklimin değişiminin kötü sonuçlarını dünyanın dört bir yanından bir hayli kötü gelişmeler vasıtasıyla öğrenmek durumunda kalmamız.

Konunun uzmanları, uzunca bir süredir uyarılarını sıklaştırsa da iklim değişikliğinin artık geri dönülemez bir hal aldığının altını çiziyorlar. İklim değişikliği sadece atmosferi değil dünyamızın dönüş hızını dahi etkiliyor. Öyle ki, küresel ısınmaya bağlı olarak dünyamızın önümüzdeki 200 yıl içerisinde 0,12 mil daha hızlı döneceği, diğer bir deyişle dünyamızda günlerin önümüzdeki senelerde şimdikinden bir dakika daha kısa olacağı öngörülüyor.

Daha önce yine bu köşedeki satırlarımızdan, Türkiye’nin hava kirliliği raporlarında –maalesef– çok da başarılı bir performans gösteremediğini sizinle paylaşmıştım. Bunun yanında, küresel ısınma üzerine yapılan araştırmalar gösteriyor ki, küresel sıcaklık 18. yüzyılda dünya genelinde sanayileşme başlamadan önceki döneme kıyasla günümüzde ortalama olarak 1,5 derece daha fazla. NASA’nın verilerine göre 1980-2015 dönemindeki sıcaklık ortalaması dikkate alındığında, 2000li yıllarla beraber ortalama sıcaklık söz konusu dönemdeki ortalamanın hep üzerinde seyretmiş. 1880 yılında 1980-2015 dönemi ortalamasının 2-3 derece altında seyreden küresel sıcaklık 2000li yıllarda ise aynı ortalamanın 1-2 derece üzerinde seyretmeye başladı.

ŞEKİL 1: 1880-2018 Yılları Arasında Küresel Sıcaklığın 1980-2015 Ortalamasından Aylar İtibarıyla Farkı (Kaynak: NASA)

şekil1.png

Dünyanın giderek daha sıcak bir yere gelmesinin sebepleri arasında –hiç şüphe yok ki– ilk sırayı sera gazı salınımı alıyor. Sanayi Devriminden sonra buharın üretimde daha yoğun olarak kullanılması, fabrikaların sayısının artması ve 1900lü yıllarla da endüstrinin giderek daha hızlı bir şekilde gelişmesi sonucunda dünyamız giderek daha hızlı bir şekilde ısınıyor. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün açıklamasına göre tarihteki en sıcak 18 yılın 17’si 2000li yıllarda yaşanırken ölçümlere göre geride bıraktığımız son 3 yıl kayıtların tutulmaya başlamasından bu yana yeryüzünün en sıcak yılları oldu (Dünya Meteoroloji Örgütü, 2018). Tüm dünyada sera gazı salınımının 1990’dan itibaren %75 artış göstermesi bir kenarda dursun, ülkemizde de bu alandaki görünüm pek parlak değil. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre ülkemizdeki sera gazı salınımı miktarı verilerin tutulmaya başladığı 1990 yılından beri %135 artış gösterirken 21. yüzyılın başından beri ise %60 düzeyinde artış gösterdi.

Dünyamızın, dolayısıyla da ülkemizin giderek ısınmasının bir göstergesi de geçtiğimiz günlerde Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Temmuz Ayı İklim Verileri Haber Bülteni oldu. Genel Müdürlüğün verilerine göre Temmuz ayında, ölçüm yapılan 81 merkezden 73’ünde son ay sıcaklığı uzun dönem ortalamasının üzerinde gerçekleşti. Temmuz ayında en yüksek sıcaklık 46,8 dereceyle Şanlıurfa’da görüldü.

ŞEKİL 2: Ülkemizde İllere Göre Temmuz Ayı ve Uzun Yıllar Ortalama Sıcaklıkları (Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü)

şekil2.png

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) raporuna göre küresel ısınma ve bu ısınmanın sonucunda etkileri gayet aşikâr bir hal alan iklim değişikliğindeki eğilim böyle devam ederse 2050 yılında küresel gelir “gidişatın böyle olmadığı olumlu senaryoya” kıyasla 12 trilyon dolar daha az bir seviyede gerçekleşecek. 12 trilyon dolar küresel gelirin tam tamına %10’u! Ülkeler bireysel olarak dikkate alındığında “ısınmanın önüne geçildiği” senaryoya kıyasa günümüzdeki gidişin ülkelere %5-10 arasında bir gelir kaybı yaşatacağı raporda öngörülen bir başka husus olarak karşımıza çıkıyor.

Birçok alanda olduğu gibi iklim değişikliğinin önüne geçilmesi ve küresel ısınmanın yavaşlatılması konularında da akademik çalışmalar başta olmak üzere birçok politika metni ve uluslararası anlaşmalarla söylenecek neredeyse bütün sözler kâğıda dökülmüş durumda. Bundan sonraki süreçte sorunun tespiti ve reçete önerilerinden ziyade bir yerden işe koyulmak çok daha büyük önem arz ediyor.

Güzel bir hafta olsun.

Bu yazı 17 Ağustos 2018 tarihinde HaberAnkara‘da yayınlanmıştır.


a1.jpg

Reklam

One comment

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s