Dış ticarette ülkeler bir yandan ticaretin ekonomik büyümeye olumlu etkilerinden faydalanırken diğer yandan ise kendilerini bitmez tükenmez bir çekişmenin içinde buluyorlar. Özellikle ihracat literatürüne “learning by others” olarak da giren terim, ülkelerin dış ticaret etkileşimi içinde olduğu ülkelerden öğrendikleri bilgilerle kendi üretimlerini zenginleştirebildikleri durum olarak tanımlanabilir.

Bunun yanında, Sayın Cumhurbaşkanımızın “Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı” sözleriyle nitelediği durumda ise, ülkeler arasındaki kimi çekişmelerin kısa vadede olumsuz gibi görünen etkilerinin uzun dönemde olumlu sonuçları beraberinde getirdiğini görebiliyoruz. Öyle ki, özellikle savunma sanayii alanında ticaret etkileşimi içerisinde bulunduğumuz partnerlerimizle yaşadığımız kimi belirsizlikler yerli ve milli üretimimizin gelişmesine olanak sağlıyor.

Bir süredir savunma sanayiinde yaşanan yerlileşme ve millileşme atağı hepimizin malumu. Bu atakla beraber sadece bir ülkenin can damarlarından birisi olan savunma sanayii gibi bir alanda dışa bağımlı bir ülke konumundan uzaklaşmıyor, aynı zamanda da ortaya çıkardığımız üst düzey ürünlerle hem yakın coğrafyamızdaki ülkelere örnek teşkil ediyor hem de yürüttüğümüz nice operasyonu daha etkin ve sağlıklı bir şekilde sonuca ulaştırıyoruz. Öyle ki, son dönemlerde sınır ötesinde yürütmüş olduğumuz Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonlarında, yerli ve milli savunma sanayii ürünlerimizin başarısı ve aldığımız güzel sonuçlar hala zihnimizde taze.

Savunma sanayiimiz, geçmiş dönemde ordumuzun ihtiyaç duyduğu donanım ve mühimmatı vermekte nazlanan, ambargo uygulayan sözde müttefiklerimiz sayesinde adeta altın çağını yaşıyor. Bizim mühendislerimizin ortaya çıkardığı birçok başarılı ürün sadece ordumuzun emrinde başarılı sonuçlara vesile olmuyor aynı zamanda da özellikle Körfez Bölgesi olmak üzere yakın Asya ülkelerine de ihraç ediliyor. Hatta Temmuz ayı da savunma sanayii sektörü için rekor ayı olarak tarihe geçti. Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliğinin (SSI) verilerine göre sektörün ihracatı Temmuz ayında %77 artarak Temmuz ayında tüm sektörler içerisinde ihracatını en fazla artıran sektör oldu. Sektör, ocak-temmuz döneminde ise yüzde 21,8’lik artışla 1 milyar 104 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Yüksek teknoloji ihtiva eden ve AR-GE yatırımları yoğun olan bu sektör aynı zamanda da ekonomik büyümemize de önemli derecede katkı sağlıyor.

Savunma sanayii sektörünün güçlü dış ticaret performansını son günlerde aldığımız bir güzel haber de taçlandırdı. Yurt dışından da önemli derecede talep gören Türk savunma sanayii ürünleri artık rekorlar kitabına da konu oluyor. Yüzde 87’ye ulaşan yerlilik oranıyla dikkat çeken ROKETSAN, aynı zamanda da kendine has ve yenilikçi ürünleriyle de önemli başarılar elde ediyor.

Daha yakında dönemde dünyanın en prestijli savunma sanayisi listesi olarak kabul edilen “Defense News Top 100″de kendisine yer bulmayı başaran ROKETSAN, son günlerde de geliştirdiği roket sistemiyle de Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi. ROKETSAN tarafından Birleşik Arap Emirlikleri’nin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen ve dünyanın en güçlü 122 mm topçu roket sistemi kabul edilen Jobaria Çok Kundaklı Lançer, “ordu araçları” kategorisinde Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.

Başta 2023 hedeflerimiz olmak üzere ülkemizi dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasında konumlandırmak için yüksek katma değerli ve stratejik öneme sahip ürünlerin üretimi ve ihracatı alanlarında çalışmalarımızı daha da yoğunlaştırmalıyız. Bu kapsamda, savunma sanayii sektöründen aldığımız bu güzel haberler önümüzdeki dönemde de yüksek teknolojili, AR-GE ve inovasyon yatırımları yoğun bir üretim yapısına gelişimimiz konusunda da bize önemli bir motivasyon sağlıyor.

Tüm değerli okuyucularımızın geçmiş Kurban Bayramını bir kez daha tebrik ediyor, daha nicesine sağlıkla ve mutlulukla ulaşmayı temenni ediyorum.

Güzel bir hafta geçirmeniz ümidiyle…