Küresel Ticarette İvme Kaybı

Geçtiğimiz haftalarda da bu satırlardan siz değerli okuyucularımızla paylaştığımız gibi, bir süredir dünyanın en güçlü iki dış ticaret aktörü olan ABD ile Çin arasında başlayan ve başta AB olmak üzere Kanada, Meksika, Türkiye gibi üçüncü ülkelerin de dahil olduğu ticaret savaşları, halihazırda yavaşlamaya başlamış küresel ticaret hacmine iyiden iyiye ivme kaybettiriyor.

Hollanda menşeli araştırma kuruluşu CPB’nin her ay yayınlamış olduğu “Dünya Ticaret Görünüm Raporuna” göre Haziran ayında küresel ticaret hacmi bir önceki aya göre %0,8 gerilerken bir önceki yılın aynı ayına göre %3 büyüse de daha yavaş bir gelişim gösterdi.

Ağustos ayının başında çalışmasını kamuoyuyla paylaşan Oxford Economics, küresel ticaret savaşları nedeniyle ticaret hacminin ve buna bağlı olarak küresel büyümenin hız kaybedeceğini ifade etmişti. Çalışmaya göre, artan küresel ticari gerilimler nedeniyle küresel ticaret hacmindeki artışın %4-5 bandına kadar gerileyeceği ifade edilirken gerek ticaret güzergahlarındaki değişimler gerekse de karşılıklı tarife düzenlemelerinin ticaret maliyetlerini artırması nedeniyle Çin’in ve ABD’nin milli gelirlerinde %1 ila %1,5 oranlarında gerileme yaşanabileceğinin altı çizildi.

Küresel ticaret savaşlarına ilişkin hamlelerin artık kıtalararası bir özellik gösterdiğini belirten Ali Çağatay da geçtiğimiz haftalarda yayınlamış olduğu çalışmada son 25 yılda ülkelerin birbirlerine karşı açtıkları tarife kaynaklı davaların (diğer bir deyişle küresel ticaretteki uyuşmazlıkların) 40 katı kadar arttığının altını çizdi. Nitekim mevcut görünümün devam ettiği varsayımında 2020’ye kadar küresel ticaret görünümündeki gerilimin faturasının trilyon dolarlarla ölçüleceği öngörülüyor.

Yine CPB’nin yayınladığı küresel ticaret verilerine baktığımızda, küresel ticaretin uzun dönemli ortalamasından çok daha zayıf bir performans sergilediğini görebiliyoruz. 2001’den bu yana yayınlanan veriyi dikkate aldığımızda, küresel ticarette yıllık bazdaki artış oranı ortalama %3,7 düzeyinde gerçekleşirken bu oran 2001-2008 arası dönemde %5,5’a yükselmiş; 2009 yılında ise küresel ekonomik krizin etkisiyle %-12,5’e kadar gerilemiş. Aşağıdaki grafik, 21. yüzyılda küresel ticaret hacmindeki genel görünümü bize sunuyor.

ŞEKİL 1: Ocak 2000 – Haziran 2018 Döneminde Küresel Ticaret Hacmi Endeksi (2010=100) (Kaynak: CPB)

a12

 

Grafiği boydan boya kesen mavi çizgi, uzun dönemli artış oranı ortalamasını gösterirken sol tarafa yakın yeşil çizgi, söz konusu dönemde uzun dönem ortalamasının üzerine çıkan büyüme oranını, sağ tarafa yakın kırmızı çizgi ise yine ilgili dönemde uzun dönem ortalamasının altında gerçekleşen büyüme oranını resmediyor. Öyle ki, 2010-2014 yılında ortalama olarak %5 düzeyinde artan küresel ticaret hacmi; siyasi belirsizliklerin ve özellikle ticaretteki korumacı politikaların güçlenmesiyle beraber artış hızını %2,9 düzeyine kadar düşürdü.

Orta ve uzun dönemli araştırmalar göstermektedir ki, dış ticaret hem ülkelerin kendi özelinde hem de küresel ekonomi itibarıyla ekonomik büyümeye katkı sağlayan bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha önce de bu satırlardan paylaştığımız ifadeyi tekrar hatırlamakta fayda var: Dış ticaret küresel büyüme için oksijen görevi görüyor. Varlığı olmazsa olmaz olduğu için normalleştiriyorsunuz ancak yokluğunda büyük sıkıntı çekiyorsunuz.

Tüm değerli okuyucularımızın geçmiş Kurban Bayramını bir kez daha kutluyor; daha nicesine sağlık ve mutlulukla erişebilmeyi diliyorum.

Güzel bir hafta olsun.


trade.png

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s