Ekonomiye ilgisi olsun olmasın, son dönemdeki gelişmeler toplumun her kesimini ilgilendirir, her birimizin finansal okuryazarlık seviyesini yükseltir hale geldi. Ekonomideki genel gidişatı döviz kurlarının hareketleriyle değerlendiren vatandaşlarımız için yakın dönemde Türk Lirası’nın yabancı para birimleri karşısındaki hareketleri, adeta bulunmaz bir nimet oldu.
Ekonomi bültenlerinde, döviz bürolarında gördüğümüz sayılar nominal efektif döviz kurlarını gösterirken bu satırları takip eden siz değerli okuyucularımız genelden farklı olsun diye sizlerle Ağustos ayı itibarıyla tarihi düşük seviyeye gerileyen reel efektif döviz kurundaki görünümü paylaşacağız. Müsaade ederseniz başlayalım.
Mahfi Hoca’nın “Kendime Yazılar” başlıklı kişisel web sitesinde de paylaştığı gibi; nominal döviz kuru belirli bir kriter gözetilerek seçilmiş çift taraflı nominal kurların uygun bir ağırlıklandırma yöntemi kullanılarak elde edilmiş ortalaması iken bu hafta köşemizde inceleyeceğimiz reel efektif döviz kuru (REK) ise, nominal kurların ülkeler arasındaki göreli fiyat veya maliyet farklarıyla düzeltilmiş halidir. İlgili okuyucularımız hatırlayacaklardır, ekonomide bir değişkeni “reelleştirmek”, onu fiyat veya maliyet değişimlerinden arındırmak anlamına geliyor. Dolayısıyla, Mahfi Hoca’nın da dediği gibi reel efektif kurlar ülkeler arasındaki göreli fiyat veya maliyet gelişimi hakkında bilgi içermekte ve dolayısıyla ekonomilerin rekabet güçlerinin değerlendirilmesinde kullanılan anahtar makroekonomik göstergelerden biri olarak kabul ediliyor.
Sizleri reel efektif kurların hesaplanma yöntemiyle ve kimi teorik bilgilerle yormak istemiyorum. Lakin bu noktada reel efektif kurun piyasa için öneminden bahsedip bu haftaki buluşmamıza da ismini veren Türk Lirası’nın reel efektif olarak tarihin en zayıf görünümüne ulaştığına geçmek faydalı olacak. Kamuoyu başta Dolar ve Euro olmak üzere döviz kurlarına ve bu ikisinin oluşturduğu kur sepeti oranına bakarak TCMB’nin döviz piyasasına müdahale edip etmeyeceğini, edecekse kuru ya da sepeti nereye getirmek istediğini anlamaya çalışıyor. Oysa TCMB Başkanının açıkladığına göre TCMB açısından önemli olan tek tek kurlar ya da Dolar Euro sepet kuru değil REK. Açıklamaya göre REK’in 120 – 125 aralığına doğru hareketlenmesi halinde TL’nin değerlendiği anlaşılıyor ve para politikası araçları kullanılarak müdahale gelebiliyor. TCMB Başkanı, REK’in 125 – 130 aralığında seyretmesi halinde TCMB daha sert önlemlerle müdahale edeceğini, 130’un üzerine çıkması halinde ise elindeki bütün araçlarla müdahale edeceğini açıklamış bulunuyor (Eğilmez, 2012).
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) verilerine göre 2003=100 bazlı reel efektif döviz kuru endeksi, TÜFE bazında Ağustos’ta bir önceki aya kıyasla 11,04 puan azalarak 64,82’ye geriledi. Endeks, Temmuz ayında 75,86 düzeyinde bulunuyordu. Endeksin Ağustos ayında aldığı bu değer, 2003 başından bu yana gerçekleşen serinin en düşük değeri olarak da kayıtlara geçti.
Şekil 1: Ocak 2003-Ağustos 2018 Döneminde Türk Lirasının TÜFE Bazlı Reel Efektif Döviz Kuru (2003=100)

Yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi, 2009-2010 döneminde 125-130 seviyelerine kadar ulaşan reel efektif döviz kuru 2015’in sonuyla beraber sürekli bir düşüşe geçti ve 2018 yılında tarihinin en düşük seviyelerini birbiri ardına sıraladı. Öyle ki, Türk lirasının değeri, Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre tüketici fiyatları bazında 24,87 puan ve yurt içi üretici fiyatları bazında ise 18,40 puan azaldı.
Hafta başında açıklanan enflasyon oranının ardından fiyat görünümünün bir miktar daha bozulmasının ardından TCMB, Eylül ayındaki toplantıda para politikası araçlarının kullanılacağını ifade etti. Bakalım Merkez, döviz kuru gelişmeleriyle ilgili olarak da nasıl bir adım atacak; takipte olacağız.
Güzel bir hafta olsun.