Bundan 48 yıl önce, 11 Nisan 1970’te Florida’dan havalanan Apollo 13, havalanmasından kısa bir süre sonra mürettebatını ölümcül sorunlar zinciriyle karşı karşıya bırakan sorunlarla anılmıştı. Önce oksijen tankı patlayan, daha sonra ise iletişim cihazlarının dörtte üçü çalışmaz hale gelen Apollo 13’ten yer istasyonuna gelen bir mesaj yıllar sonra bile en büyük klasiklerden birisi olarak anılmaya devam etti: “Houston, we have a problem (Houston, bir sorunumuz var)!”
Takvimler 7 Aralık’ı gösterirken “bugün tarihte neler oldu acaba” sorusunu zihnimize getirdiğimizde karşıma çıkan dikkat çekici şeylerden birisi de 1972’de Apollo 17’nin Ay görevine doğru yola çıktığı oldu. Ben de bu hafta, siz değerli okuyucularımla buluşmamı, Apollo 17’yi, Apollo 13’ü, tarih boyunca güzel gezegenimiz Dünyamızın ötesine doğru gerçekleşen yolculukları anarak ülkelerin uzay çalışmalarına ayırmak istedim.
En büyük uluslararası kuruluşlardan birisi olan Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün (OECD) verilerine göre, sizlerin de tahmin ettiğiniz gibi, ABD uzay çalışmalarına en büyük bütçeyi ayıran ülke olarak karşımıza çıkıyor. OECD’nin verilerine göre 39,3 milyar dolarlık uzay çalışmaları bütçesine sahip olan ABD’yi 6,1 milyar dolar ile Çin ve 5,3 milyar dolar ile Rusya izliyor.
İlgilenen değerli okuyucularımız hatırlayacaklardır; İkinci Dünya Savaşı’nı takip eden dönemde ABD ile Rusya arasındaki Soğuk Savaş’ın en önemli muharebe alanlarından birisi de uzay çalışmaları idi. Öyle ki, uzay çalışmalarının henüz başladığı sularda, 1958 ila 1966 yılları arasındaki kısacık dönemde söz konusu çalışmaların Rus ekonomisindeki payı kısa bir süre içerisinde %0,1’den %4,4’e yükselmişti. Günümüzde uzay çalışmaları, söz konusu büyük ekonomilerin milli gelirleri içerisinde bu denli büyük paya sahip değil ancak günümüz dünyasında savunma sanayi, hava taşıtları vb. gibi alanlarda da yaşanan gelişmeler uzay çalışmalarının da dolaylı yollardan beslenmesini sağlıyor.
Ülkelerin uzay çalışmalarına ayırdığı bütçelerin milli gelirlerine olan oranına baktığımızda ise Rusya ilk sırayı ABD’den devralıyor. Yine OECD verilerine göre Rus ekonomisinin %0,25’i uzay çalışmalarına ayrılırken ABD’de bu oran %0,23. Gözlerin uzaya çevrildiği ilk zamanlardan bu yana, büyük ve çetin bir savaş içerisinde olan bu iki büyük ekonomiyi ise sırasıyla Fransa, Japonya ve Çin izliyor. Şekil 1, hem nominal bazda hem de milli gelire oran bazında ülkelerin uzay çalışmalarına ayırdığı ödeneği gösteriyor.
ŞEKİL 1: 2013 Yılı İtibarıyla Ülkelerin Uzay Çalışmalarına Ayırdıkları Bütçe Görünümü (Kaynak: OECD)
Son dönemde BRIC ekonomileri (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) uzay çalışmalarına geçmişe kıyasla çok daha fazla pay ayırırken hala aslan payı OECD ülkelerinin. Küresel Ekonomik Krizin peşinden yaşanan beş yılda, yani 2008-2013 döneminde Rusya’nın uzay çalışmalarına ayırdığı bütçede %144’lük artış ise gayet dikkat çekici bir husus olarak karşımıza çıkıyor.
Geçtiğimiz haftalarda Türk Festivali etkinlikleri kapsamında seyahat ettiğim ABD’nin Houston şehrinde uzay çalışmalarının yürütüldüğü yer istasyonunu ziyaret etme ve meşhur Apollo’yu yerinde görme imkânı buldum. Bilmiyorum bizim ömrümüz yeter mi ama bilimin ve uzay çalışmalarının geldiği nokta ve potansiyeli göz önüne alındığında çok daha büyük atılımların gerçekleşeceğini söylemek için kâhin olmaya gerek yok.
Biz de, gözümüzü uzaya çevirerek geleceğin dünyasının adımlarını daha bugünden atıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi ülkemiz, savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinin her alanında söz sahibi bir ülke olma yolunda hızla ilerliyor; çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor.
Güzel bir hafta olsun.
Bu yazı 5 Aralık 2018 tarihinde HaberAnkara‘da yayınlanmıştır.