İçinde bulunduğumuz yılı bitirmemize iki hafta kaldı. Daha önce yine bu satırlardan ifade ettiğim gibi, yılın son ayında bu köşedeki buluşmalarımızda yılın genelinde ekonomimizdeki ve küresel piyasalardaki genel görünümü sizlerle paylaşmayı amaçlıyorum. Bunlardan ilki olarak iki hafta önce ihracat görünümümüze değinmiştik ve 2018’in dış ticarette görece olumlu bir seyir izlediğinden bahsetmiştik. Buna karşın, büyüme ve sanayi üretim verilerimiz ise Türkiye ekonomisinde bir miktar yavaşlama sinyalleri veriyor.
Geçtiğimiz hafta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) bizlerle paylaştığı yılın üçüncü çeyreğine ilişkin yurt içi hasıla verilerine göre, Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı ayına göre %1,6 büyüdü. 2017 yılını %7,4’lük büyümeyle kapatan Türkiye ekonomisi, değil ekonomiyle ilgili okuyucularımızın neredeyse tüm 81 milyonun yakından hissettiği keskin kur hareketleri ve fiyat davranışlarına görülen bozulmalar nedeniyle 2018 yılının yaz mevsimini bir hayli sıcak yaşadı. Temmuz ayıyla beraber başta kur fiyatlamaları olmak üzere görülen normalleşme eğilimi, ekonomide dengeli bir büyüme patikasına girdiğimizin de habercisi oldu.
2017 yılının üçüncü çeyreğinde %11,5 büyümeyi başaran ekonomimiz bu yılın üçüncü çeyreğinde ise beklentilerin bir miktar altında büyüyerek yavaşlama sinyallerinin ilkini verdi. Yeri gelmişken belirtmekte de fayda var: üçüncü çeyrekte zayıflayan büyüme oranımızın bileşenlerine baktığımızda stoktaki değişikliklerin 5,6 puanlık kayba yol açması dikkat çekiyor. Hanehalkı tüketimi büyümeye 0,7 puan katkı sağlarken kamu harcamaları ise 0,9 puanlık katkıda bulundu. Üçüncü çeyrekteki büyümenin sevindirici yanlarından birisi ise net ihracatın büyümeye 6,7 puanlık güçlü bir katkı sağlaması oldu.
Büyümenin öncü göstergelerinden birisi olarak kabul edilen sanayi üretimimizdeki yavaşlama da dikkat çekiyor. 2016 yılında %3,2 büyüyen ekonomimizde %5,8 oranında, büyüme oranının %7,4 olarak gerçekleştiği 2017 yılında ise %8,9 oranında yükselen sanayi üretimimiz, 2018 yılının ilk üç çeyreklik bölümünde ise %5,6 arttı. Yılın son çeyreğinin ilk ayı olan Ekim ayında ise sanayi üretimimiz, geçen yılın Ekim ayına göre %5,7 azaldı ve yılın dördüncü çeyreğinde büyüme oranında görülen yavaşlamanın devam edeceğinin sinyallerini verdi. Piyasa beklentileri, sanayi üretiminin Ekim ayında aylık bazda değişim göstermemesi, yıllık bazda ise %4,3 düzeyinde gerilmesi yönünde olsa da gerçekleşen veriler beklenenden bir miktar daha zayıf.
Ekim ayında imalat sanayi üretiminde yıllık bazda %6,5 düzeyinde gerileme görülürken dayanıklı tüketim malı üretiminde ise %3 yükseliş gerçekleşti. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış ana sanayi grupları incelendiğinde, ekimde bir önceki aya göre en fazla artış %12.4 ile yüksek teknoloji sektöründe gerçekleşirken, en fazla düşüş %3.8 ile ara malı sektöründe oldu. Bununla birlikte, aralarında Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri kadar sınır ötesi operasyonlarımızda da göğsümüzü kabartan savunma sanayi araçlarının da olduğu diğer ulaşım araçlarının imalatı üretimimiz Ekim ayında %20,2 artarak sanayi üretiminin daha da zayıflamasının önüne geçti.
Güzel ve mutlu bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 19 Aralık 2018 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.