Yolu pazardan, marketten geçen her birimizin yakından hissettiği gibi son aylarda tüketim ürünlerinde, son on yılın en yüksek artış oranları yaz aylarıyla beraber keskin döviz hareketleri ve bununla birlikte bozulan fiyatlama davranışlarının bir sonucu olarak karşımıza çıkmıştı.
Öyle ki, Ağustos ayında %17,9 ile yüksek bir düzeyde gerçekleşen yıllık enflasyon oranı Eylül’de birdenbire %24,5’e kadar yükselmiş ve bu yükseliş Ekim ayında da devam etmişti. Ve sonrasında alınan önlemler, atılan adımlar… Bugün geldiğimiz noktada tüketici fiyatlarındaki yıllık artış oranı Şubat ayı itibarıyla %19,7 ile beş ayın altından %20’lik eşiğin altına geriledi.
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) hafta başında yayınladığı Tüketici Fiyat Endeksi sonuçlarına göre tüketici fiyatları Şubat ayında bir önceki aya göre %0,16 artarken yıllık bazda artış oranı ise %19,67 düzeyinde gerçekleşti. Bir önceki aya göre en yüksek artış %2,48 ile sağlık grubunda olurken bu grubu %1,64’lük artış ile eğitim ve %0,9’luk artış ile gıda ve alkolsüz içecekler grubu takip etti.
Yıllık bazda baktığımızda ise Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre en fazla artış %29,25 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda gerçekleşti. Şubat ayında yıllık bazda çeşitli mal ve hizmetler %28,08, ev eşyası %27,59, eğlence ve kültür %20,43 ve lokanta ve oteller %19,79 ile artışın yüksek olduğu diğer ana harcama grupları olarak karşımıza çıktı.
Yıllık enflasyonda %20’lik eşiğin altına gerilemede gıda fiyatlarındaki spekülasyonların önlenmesine yönelik atılan adımlardan ziyade özellikle ulaştırma harcama grubunda yıllık ortalamanın çok altında görülen fiyat artışını olumlu etkisinden söz edilebilir. Öyle ki, söz konusu harcama grubunda son 12 aylık ortalama artış oranı %21,67 iken bu oran Şubat ayı itibarıyla %15,18 olarak gerçekleşti.
Geride kalan yılın Eylül ve Ekim aylarında ateşi iyiden iyiye yükselen; hemen ardından Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı ile birlikte kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının fiyatlardaki spekülasyonların önüne geçmeye yönelik attıkları adımlarla birlikte ateşi sönen enflasyon oranının Şubat ayındaki gerilemeye rağmen halen yüksek seviyelerde seyrettiği bir gerçek. 2005 yılından bugüne ülkemizde yıllık enflasyon oranının ortalaması %9 iken bu ortalama 2017 yılının başından bu yana ele alınan dönem için %14 düzeyine yükseliyor. Hiç şüphesiz geçen güzden bu yana gelinen nokta olumlu ancak Hanehalkı Harcama İstatistikleri dikkate alındığında ortalama bir hanehalkının ortalama gelirinni yaklaşık %60’ını ayırdığı barınma-beslenme-ulaşım ihtiyaçlarında halen %20-25 bandındaki ortalama fiyat artışları, fiyatlama davranışlarında bir miktar daha iyileşmenin bir ihtiyaç olduğu gerçeğini bizlere hatırlatıyor.
Bu haftaki buluşmamızı Şubat ayı itibarıyla fiyatların en fazla artış gösterdiği ürünlerden ve bölgelerden bahsederek sonlandıralım. Şubat ayında marul, %35,19 ile fiyatı en çok artan ürün olurken marulu sırasıyla %23,97 ile maydanoz ve %18,66 ile kırmızı lahana takip etti. Öte yandan, Şanlıurfa ve Diyarbakır’da bu bölgemizi sırasıyla %23,47’lik artış ile TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis) ve TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) takip etti. Şubat ayında fiyatlar yıllık bazda %24,89 artış gösterirken Ankara %15,78 ile fiyatların yıllık bazda en az artış gösterdiği bölge oldu.
Enflasyon oranındaki bu gerileme ile birlikte gözler bir yandan da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) 6 Mart’taki Para Politikası Kurulu toplantısına çevrilmiş durumda. Bu satırlar kaleme alınırken henüz gerçekleşmemiş olan bu toplantıda genel görüş faizin sabit tutulacağı yönünde olsa da faiz indirimi söylentileri de tekrar gündemdeki yerini almış durumda.
Güzel bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 6 Mart 2019 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.