Modern çağın en büyük illetlerinden birisi olan kanser sağlık sektöründe türlü gelişmelere rağmen halen çaresi bulunamayan bir hastalık olarak insanlığın en büyük düşmanlarından birisi olarak karşımızda duruyor. Ülkeler sağlık sektöründeki atılımlarıyla bu illete çare bulmaya çalışırken hamlelerinin aslında tüm insanlık için fayda sağlayacağının farkındalar.
Yarıladığımız bu haftaya, Sağlık Bakanlığımızdan sevindirici bir haberle başladık. Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakanlık tarafından, yerlileşme ve millileşme hedefleri doğrultusunda uluslararası ikili iş birliklerine hız verildi ve bu çerçevede özellikle sağlık sektöründeki gelişmesiyle ünlü olan Küba’dan bir heyetin bu hafta içerisinde Türkiye’de misafir edileceği duyuruldu.
Küba, özellikle 1960’lı yılların başından itibaren sağlık alanında yaptığı önemli reformlarla birlikte bu alanda tüm dünyada artık rüştünü ispatlamış bir ülke olarak karşımıza çıkıyor. Küba, 1960lı yıllarda gerek bürokrasideki düzenlemeler gerekse de kaynakların sağlık sektöründe çok daha etkin kullanılmasını amaçlayan ve bunu başaran atılımlarla birlikte bugün geldiğimiz noktada tüm kısıtlamalara rağmen bu alanda en gelişmiş ülkelerden birisi konumunda.
Ülkemizde de bir hayli yaygın olan aile hekimliği sisteminin en güzel örneklerinden birini hayata geçiren Küba’da bunun yanında tıbbi teknoloji ve biyoteknoloji alanındaki gelişmeler de ülkenin sağlık sektöründe tüm dünyada örnek alınan bir konuma ulaşmasına fayda sağladı. Öyle ki, Küba kişi başına gelir sıralamasında bir hayli gerilerde yer alsa da bugün özellikle biyoteknoloji ve genetik mühendisliği alanlarında yüksek gelirli ülkelerle yarışır durumdadır. Küba’nın dış ticaret sepetine göz attığımızda, ülkenin en önemli ihracat kalemlerinden birisinin de biyoteknoloji ürünleri olduğunu görüyoruz. Hiç şüphe yok ki gelir seviyesine göre sağlık alanında geldiği nokta baz alındığında dünyanın en başarılı ülkesi unvanını almayı hak eden Küba ile sağlık alanında başlatılacak uluslararası ikili iş birliği çalışmalarının sağlık sektörümüz için faydasının çok büyük olacağı malum.
Yukarıda bahsini geçirdiğimiz uluslararası ikili iş birliklerinin temeli 2018 yılı sonunda aralarında Küba, Güney Kore, Bangladeş ve Endonezya’nın bulunduğu ülkelerle aşı, ilaç, tıbbi sarf ve cihaz konusunda iş birliğini temel alan mutabakat zaptına dayanıyor. Karşılıklı heyet ziyaretleriyle gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda ülkeler arasında çalışma grupları oluşturulması kararı alınırken bu çalışma gruplarının çalışma alanları ise enfeksiyonlara karşı aşılar, kanser aşısı ve ilaçlarının birlikte üretimi oldu.
Özellikle tıbbi teknoloji ve onkoloji alanındaki çalışmalarıyla önemli bir birikime sahip olan Küba ile ikili iş birliği konusuna ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Dünyanın birçok yerinden imkanı olan hastalar kanser ve genetik hastalıkların tedavisi için Küba’ya seyahat ederken Küba gerek bu seyahatlerin oluşturduğu sağlık turizmi hacminden gerekse de tıbbi teknoloji alanındaki atılımlarının sonucu onkolojik hastalıkların tedavisine yönelik geliştirilen ilaçların ihracatından büyük bir gelir sağlar durumda. Umuyoruz ki, başlatılan bu uluslararası ikili iş birlikleri ilerleyen zamanda güçlenerek devam eder ve ülkelerin sadece kendileri için değil aynı zamanda tüm insanlık için büyük bir fayda sağlayacağı aşikâr olan hastalıklara çare bulma amaçları başarıya ulaşır.
1960’dan bu yana veriye baktığımızda dünyada gelir seviyesinin artmasıyla beklenen ömrün artması arasında aynı yönlü bir ilişki mevcut. Ancak zaman içerisinde bu ilişkinin gücü azalmakta; sadece gelirdeki ya da sağlık harcamalarındaki artış daha sağlıklı bireylerin yetişmesi için yeterli olmamakta. Dolayısıyla bu harcamaların etkinliğinin artırılmasına yönelik bu tür ikili iş birliklerinin her daim fayda sağlayacağını düşünüyorum.
Güzel bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 29 Mayıs 2019 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.