Bütçe Çıpamızı Kayıp Mı Ediyoruz?

Ekonominin dinamik yapısı içerisinde sürekli değişiklik gösteren göstergelerden bir veya birkaçı politika yapıcılar daha özenle değerlendirilmekte ve bunun bir sonucu olarak ekonomide karar alanlar tarafından referans alınan bir gösterge olmaktadır. “Çıpa” olarak da adlandırılan bu durum farklı ekonomilerde ve farklı dönemlerde farklı göstergelere tevdi edilen bir unvan.

Uzunca bir zamandır çıpa olan bütçe dengemiz sadece bu özelliğiyle değil özellikle diğer gelişmekte olan ekonomilere de örnek teşkil ediyordu.

2002 yılında milli gelirimizin %11,2’si kadar olan bütçe açığımız zaman içerisinde izlenen mali disiplin politikalarının da olumlu etkisiyle kademeli olarak gerilemiş ve 2015 yılında milli gelirimizin %1’i düzeyinde gerçekleşmişti. Takip eden dönemde özellikle kamu harcamalarının artması, piyasalara verilen teşvik ve desteklerin etkisiyle bütçe giderlerinde artış gözlemlenmiş ve bütçe açığının milli gelire oranı 2017 yılı sonu itibarıyla %1,5 düzeyine yükselmişti.

2018 yılıyla birlikte ise kamu harcamalarının artması ve genişleyici maliye politikasının süreklilik arz etmeye başlamasıyla birlikte bütçe disiplini konusundaki başarımız da eski günlerini bir miktar arar oldu. 2019 yılına geldiğimizde ise bütçe çıpamızı kaybetmeye başladığımızı görüyoruz.

Salı günü Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan Haziran Ayı Bütçe Gerçekleşmelerine göre yılın ilk yarısında bütçe giderlerimiz bütçe gelirlerimizden daha yüksek bir oranda arttı ve bunun sonucu olarak ilk altı aylık bütçe açığı geçen yılın aynı dönemine göre %70,5 oranında artış gösterdi. Bütçenin zayıf bir seyir izlediğinin bir diğer göstergesi ise geçtiğimiz yılın güzünde açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) 2019 yılı sonu için 80,6 milyar TL olarak öngörülen bütçe açığının %97,5’ine henüz ilk altı aylık dönemde ulaşmış olmamız. Aşağıdaki şekil, 2018 ve 2019 yıllarının Ocak-Haziran dönemlerinde bütçe gelirleri, bütçe giderleri ve bütçe açığının görünümünü içeriyor.

ŞEKİL 1: 2018 ve 2019 Ocak-Haziran Dönemlerinde Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklüğü (Kaynak: BÜMKO)

şekil1

Haziran ayı bütçe gerçekleşmelerinin detaylarına baktığımızda, biraz önce de belirttiğim gibi gelirlerimizi giderlerimiz kadar artıramamamız birinci sorun olarak karşımıza çıkıyor. 2018 yılının ikinci yarısıyla birlikte zayıflayan iç talep tüketimi de olumsuz etkilediğinden bütçe gelirlerinin en büyük kalemi olan vergi gelirleri arzu edilen yükselişi gerçekleştiremiyor.

Öyle ki, 2019 yılının ilk altı aylık kısmında vergi gelirleri yalnızca %4,4 artış gösterdi. Keza, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) teşvikleriyle birlikte bu iki kalemde gelirlerin gerilemiş durumda. Yılın ilk altı ayında gelir vergisi gelirleri %17,8 artarken kurumlar vergisinde de %5,2’lik artış söz konusu. Ocak-Haziran döneminde toplanan her 100 liralık vergi gelirinin 24,3 lirasını gelir vergisi oluştururken 21,1 liralık kısmı ise ÖTV kalemine ait. Ülkemizde verginin tabana yayılamaması sorunu ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

ŞEKİL 2: 2019 Yılı Ocak-Haziran Döneminde Vergi Gelirlerimizin Vergi Türlerine Göre Dağılımı (Kaynak: BÜMKO)

şekil2

Önümüzdeki dönemde bütçe disiplinini yeniden sağlamak ve bütçe çıpamızı yeniden kazanmak için gelirlerimizi giderlerimizden daha fazla artırmamız gerekiyor. Halihazırda sorunlu görünen vergi yapımızı iyileştirmeden bunu nasıl yapabileceğimizi bizi bekleyen günler gösterecek.

Güzel bir hafta olsun.

Bu yazı 19 Temmuz 2019 tarihinde HaberAnkara‘da yayınlanmıştır.


a1.jpeg

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s