Türkiye İstatistik Kurumunun geçtiğimiz günlerde bizlerle paylaştığı Hanehalkı Tüketim Harcaması Araştırması’nın sonuçlarına göre ülkemizde ortalama bir bireyin yıllık tüketim harcaması geçen yılki 1.854 TL’den 2.181 TL’ye yükseldi. Bireylerin tüketim harcamalarının yarısına yakın bir düzeyi de barınma ve beslenme ihtiyaçlarına ayrıldı.
Öyle ki, Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı %23,7 ile konut ve kira harcamaları alırken, ikinci sırayı %20,3 ile gıda ve alkolsüz içecek harcamaları aldı.
ABD’li psikolog Abraham Maslow tarafından 1943 yılında yayınlanmış bir çalışmayla beraber tarih sahnesindeki yerini alan “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” temel olarak ihtiyaçların belli bir hiyerarşiye göre sıralandığını ve bireyin öncelikle temel ihtiyaçlarını karşıladığını ifade eder. Maslow’a bir atıfla biz de ülkemizde temel ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için gelirimizden ne kadar pay ayırmamız gerektiğini değerlendirmeye çalışalım: ulaştırmayı da işin içine kattığımızda bir hanehalkının ortalama 100 liralık tüketim harcamasının 62 liralık kısmı barınma-beslenme ve ulaştırma ihtiyaçlarını karşılamaya ayrılıyor.
2018 yılında konut ve kira harcamalarının toplam tüketim harcamalarındaki payı bir önceki yıla göre düşüş gösterirken payı gerileyen diğer harcama grupları arasında alkollü içecek, sigara ve tütün harcamaları ile giyim ve ayakkabı harcamaları yer aldı. Bir önceki yıla göre toplam tüketim harcamaları içerisindeki payı yükselen harcama grupları ise haberleşme ile gıda harcamaları oldu.
Hanehalkı Tüketim Harcamaları Araştırmaları ülke genelindeki görünümü genel olarak sunduğu gibi aynı zamanda farklı kırılımlar itibarıyla da tüketim harcamalarının nasıl gerçekleştiğini ve ne ölçüde değişim gösterdiğini de öğrenmemizi sağlıyor; ilginç sonuçlar elde etmemize vesile oluyor. Bu ilginç sonuçlardan birisi, hanehalklarını gelir seviyelerine göre %20’lik gruplar itibarıyla ayırdığımızda, ortalama olarak en düşük geliri elde eden %20’lik kısımda kalan bireylerin, en yüksek geliri elde eden %20’lik kısımdaki bireylerden iki kat daha fazla gıda harcamaları yaptığı. En düşük gelir grubundaki %20’lik kesim, toplam tüketim harcamaları içerisinde konut ve kira harcamalarına %31,4, gıda harcamalarına %28,7, ulaştırma harcamalarına ise %9,3 pay ayırıyor (toplamda yaklaşık %70 ile ülke ortalamasından yüksek bir pay). En yüksek gelir grubundaki %20’lik kesim ise aynı harcama gruplarına sırasıyla %20,3, %15,4 ve %21,6’lık paylar ayırıyor. Sizin de kolayca fark ettiğiniz üzere en düşük gelir grubundaki hanehalkları için öncelikli harcama kalemi konut ve gıda olurken bu durum en yüksek gelir grubundaki bireyler için ulaştırma ve konut olarak karşımıza çıkıyor.
Madem gelir gruplarından hareketle değerlendirmeye başladık, yine oradan devam etmek gerekirse geçtiğimiz yıla göre harcama kalıplarındaki değişim de ekonomimizin genel görünümüne ilişkin ipuçlarını bize sunuyor. Geçtiğimiz sene yüksek gelir grubundaki bireyler için yine en fazla harcama yapılan kalem ulan ulaştırmaya ayrılan pay %23,9 iken bu pay 2018 yılında %21,6’ya gerilemiş. Bu gerilemenin yerini ise gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki artış almışa benziyor. Öyle ki, geçtiğimiz yıl toplam tüketim harcamalarından gıda harcamalarına %14,6’lık pay ayıran yüksek gelir grubundaki bireyler bu seneye geldiğimizde ayırdıkları bu payı %15,4’e yükseltmiş durumda.
Son olarak, gerek ülke geneli için gerekse de alt kırılımlar itibarıyla alkollü içecekler, sigara ve tütün harcamalarına ayrılan payının gerilemekte olması sevindirici bir haber olarak karşımıza çıkıyor. Hatırlatmakta fayda var: 2018 yılında ülke genelinde tüketim harcamalarından alkollü içecekler ile tütün ürünlerine ayrılan pay geçen seneki %4,5 seviyesinden bu sene %4 düzeyine geriledi.
Güzel bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 31 Temmuz 2019 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.