Siz değerli okuyucularımız bu haftaki buluşmamızın başlığını okuduğunuzda sanıyorum ki benim uykulu bir anıma denk geldiğinizi, bu haftaki yazımın başlığını yazarken bilgisayarımın klavyesindeki harflere gelişigüzel bir şekilde bastığımı ve yine uykulu bir şekilde yazımı değerli Ticari Hayat ailesine ulaştırdığımı sanabilirsiniz.
Ama müsaadenizle bu sanrınızın çok da gerçeği yansıtmadığını söyleyerek söze başlamak isterim. Bu haftaki buluşmamızın ismini veren “Volfefe” benim uykulu bir anımın dışavurumundan ziyade ABD merkezli, uluslararası bankacılık ve finansal hizmetler alanında faaliyet gösteren JP Morgan’ın ABD Başkanı Trump’ın attığı tweetlere ilişkin geliştirdiği endeksin ismi.
Bildiğiniz gibi Trump’ın ABD Başkanı seçilmesinden sonra gerek ABD diplomasisi gerekse de uluslararası dış politika yeni bir evreye merhaba dedi. Alışılagelmiş diplomatik adımlardan ziyade Trump ABD dış politikasını Twitter üzerinden yönlendirmeyi tercih etti ve etmeye de devam ediyor. JP Morgan’ın araştırmasına göre Donald Trump, 2016 yılında göreve geldiği günden bu yana, sayısı bugün 64 milyona ulaşan takipçilerine günde ortalama 10’dan fazla tweet attı. Yine aynı araştırmaya göre, 2017 yılında görev başladıktan sonra bir süreliğine günde ortalama beş tweet düzeyine düşen Trump’ın Twitter etkinlikleri, 2018 sonlarında ise yeniden tırmanışa geçti ve son dört yılın en yüksek düzeylerine çıktı.
31 Mayıs 2017 günü Donald Trump attığı bir tweeti “covfefe” kelimesiyle bitirmiş ve tüm dünya bu kelimenin ne anlama geldiğini bir türlü çözememişti. İşte JP Morgan da bu anlaşılamayan kelimeye atıf yaparak ve İngilizce’de oynaklık anlamına gelen “volatility” kelimesini de kullanarak Trump’ın tweetlerinin finans piyasalarına etkisini ölçmeyi amaçlayan bir endeks geliştirdi ve bu endeksin ismini de “volfefe” koydu. JP Morgan analistlerinin geliştirdiği Volfefe Endeksi’ne göre Trump’ın tweetleri Hazine tahvillerini belirgin ölçüde etkiliyor. Veri madenciliği ve metin analizi tekniklerinin kullanıldığı bu değerlendirmelerin bir sonucu olarak, Trump’ın attığı tweetlerden 2 ve 5 yıllık tahviller görece daha fazla etkilenirken 10 yıllık tahvillerde oynaklık düzeyinin daha düşük olduğuna ulaşılıyor.
Trump’ın tweetlerinin finans piyasalarını nasıl etkilediğini ölçmeyi amaçlayan bu endeksten yola çıkarak bu haftaki buluşmamızda veri madenciliği ve metin madenciliği çalışmalarına da kısaca değinmek istiyorum. En basit anlamda metin madenciliği, bir metni veri kaynağı kabul ederek metin üzerinden analize uygun bir veri elde etmeyi amaçlıyor. 1980’lerle başlayan metinlerin verilere dönüştürülmesi çalışmaları 2000’li yıllarla beraber hızla gelişen teknolojinin de sunduğu imkânlarla birlikte disiplinler arası bir şekle büründü. Metin madenciliğiyle birlikte en temel bağlamda metin içerisindeki aynı konudaki kavramlar ve birbiriyle ilişkili hususlar tespit edilmeye çalışılır ve bunlar arasında bir bağıntı ortaya çıkarılması hedeflenir.
Günümüzde metin madenciliğiyle birlikte metin şeklinde saklanmak zorunda kalan bilgilerin hızllı bir şekilde analiz edilmesi ve çıktılara ulaşılması olanaklı hale geliyor. Örneğin, bir firmanın müşterilerine yönelik hazırladığı şikâyet ve memnuniyet formlarına gelen cevapların metin madenciliği yöntemleriyle hızla analiz edilerek anlamlı bilgilere ulaşılması ve bunun sonucunda da ürün geliştirme, hata izleme gibi süreçlerin hızla gerçekleştirilmesi amaçlanıyor. Yine benzer şekilde, ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı henüz ekran karşısına geçip de değerlendirmelerini yaparken sözlerinin hızlıca metne dökülüp analiz edilmeye başlaması ve yatırımcıların Başkan’ın konuşması henüz sona ermeden dahi yatırım kararlarını vermiş olması metin madenciliğinin günümüzdeki önemini bir kez daha hatırlatıyor.
Güzel bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 11 Eylül 2019 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.