Petrolün Ateşi Yükseliyor

Yaz mevsimini geride bırakıyoruz. Hava sıcaklıkları birkaç önceki hallerine kıyasla düşerken gündemin ateşi ise giderek yükseliyor. Geçtiğimiz haftayı yine Orta Doğu’dan gelen sıcak bir haber ile sonlandırdık. Suudi Arabistan’ın milli petrol şirketi Saudi Aramco’ya ait iki fabrikaya silahlı insansız hava aracıyla saldırı düzenlenirken tesislerde çıkan yangın saatler sona kontrol altına alınabildi.

Bu gelişmenin ardından Suudi Arabistan’ın ülke arzını yüzde 5 azaltması ve bölgedeki gerilimin artmasıyla petrol fiyatları yeni haftaya yükselişle başladı.

Saldırının ardından politik tartışmalar devam ededursun, yaşanan bu gelişme başta petrol fiyatları olmak üzere finansal araçların fiyatlamalarında keskin hareketlere sebep oldu. Pazartesi günü itibarıyla 72 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı gün içerisinde %8-10 düzeyinde yukarı hareketlenirken altın, yen ve ABD Hazine tahvilleri gibi güvenli liman varlıkları, saldırılardan kaynaklanan jeopolitik endişelerden dolayı artan talep ile güçlü yükseldi.

Cumartesi günü Saudi Aramco’ya düzenlenen saldırının ardından Suudi Arabistan’ın petrol üretiminin günlük 5,7 milyon varillik kısmı kaybedilirken bu miktar, petrol piyasaları için tarihin en büyük kaybını işaret ediyor. Öyle ki, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) verilerine göre bu kayıp, Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgal ettiği Ağustos 1990’da Irak ve Kuveyt’teki üretim kayıplarını da, 1979’daki İslam Devrimi sırasında İran’ın üretiminde görülen kaybı da aşmış durumda. İslam Devrimi sırasında günlük 5,6 milyon varillik kesinti yaşanırken 1973-74 yıllarındaki ambargo sırasında günlük 4,3 milyon varillik, 2003’teki Irak savaşı sırasında ise günlük 2,3 milyon varillik kesintiler yaşanmıştı (Kaynak: IEA ve Bloomberg). Piyasa uzmanları tarafından yapılan açıklamalar tarihsel olarak piyasaya ham petrol akışının istikrarlı bir kaynağı olarak görülen Suudi altyapısının saldırılara olan kırılganlığının piyasaların uğraşması gerekecek yeni bir paradigma olduğunu gösteriyor.

Bütün bu gelişmelerin ardından genel görünüme baktığımızda gerek gelişmeler sonrasında Suudi Arabistan tarafının açıkladığı yüzde 5’lik kesintinin telafi edilemeyecek boyutta olmadığını gerekse de orta vadede tam kapasiteye dönüş süreci içerisinde fiyatların daha dengeli hareketler izleyeceğini söylemek mümkün. Lakin tam bu noktada altını çizmemiz gereken husus, bölgeye ilişkin risk algısının yeniden yükselişte olması ve bunun başta petrol fiyatları olmak üzere güvenli liman olarak nitelendirilen altın, ABD Hazine tahvilleri, yen vb. gibi varlıkların fiyatlarını da doğrudan etkileyeceği. Öyle ki, uzunca bir süredir devam eden ve artık adeta bir yılan hikâyesi konumuna erişen ABD ile Çin arasında devam eden ticaret savaşlarının etkisiyle yükseliş eğiliminde olan spot altının ons fiyatı, petrol kanadındaki gelişmelerle birlikte yeniden 1.500 dolar eşiğinin üzerinde işlem görüyor.

İçinden geçtiğimiz dönem biz ekonomiyle ilgilenen bireyler için yine teoride öğrenilen bilgilerin uygulamada karşılığının bulunmasının değerlendirilmesi için büyük bir fırsat. Bir süredir takip ettiğimiz gibi majör merkez bankalarının önümüzdeki dönem için yavaşlayan küresel talebin etkilerini bertaraf edebilmek için attıkları genişleyici para politikaları yönünde adımlar ve ticaret savaşları başta olmak üzere Doğu Akdeniz, Orta Doğu gibi bölgelerde yaşanan siyasi gelişmelerin riskleri yükseltmesi ile birlikte ekonominin ateşi önümüzdeki günlerde de düşmeyeceğe benziyor.

Güzel bir hafta geçirmeniz ümidiyle…

Bu yazı 18 Eylül 2019 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.


a1.jpg

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s