Ülkelerin fiziksel ve psikolojik olarak bitap bir şekilde çıktıkları II. Dünya Savaşı’nın ardından Batı Avrupa’da esen birlik ve beraberlik rüzgarları, savaşa sebep olan aşırı milliyetçilik duygularını da geride bırakarak ülkelerin özellikle de endüstrilerini bir araya getirmelerine de motivasyon sağlayan unsurların başında geldi.
Dönemin en önemli sanayi hammaddeleri arasında yer alan kömür ve çelikten kaynaklanabilecek herhangi bir anlaşmazlığın önüne geçebilmek için birlik olma yolunu seçen Fransa ve Batı Almanya’nın yanına eklenen İtalya ve Benelüks ülkeleri Avrupa Birliği’nin temeli olan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu kurdu.
1965 yılına gelindiğinde imzalanan Brüksel Anlaşması ile birlikte Avrupa Topluluğu adını alan birlik 1973 yılında Avrupa Toplulukları Danimarka, İrlanda ve Birleşik Krallık’ı da içine alarak genişleme yoluna gitti. İlk olarak 1961’de, ikinci olarak da 1967’de dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’ün etkisiyle üyelik başvurusu reddedilen Birleşik Krallık ancak 1973 yılında Avrupa Topluluğu’na katılabilmişti.
Birliğe katılımı sancılı olan Birleşik Krallık’ın, 2016 yılında yapılan referandum sonrasında alınan karar çerçevesinde Birlikten ayrılma süreci de bir o kadar sancılı gerçekleşiyor. 2016 yılında yapılan referandumda %48’e karşı %52 oyla Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı alan Birleşik Krallık’ta, yaşanan politik belirsizlikler ve Avam Kamarası’nın ayrılma anlaşmasını üst üste reddetmesiyle 29 Mart 2019 tarihinde gerçekleşmesi gereken Brexit (Birleşik Krallık’ın Birlikten ayrılması) 31 Ekim 2019 tarihine ertelenmişti. İngiltere’de parlamentonun ayrılma anlaşması üzerinde anlaşamaması sebebiyle Avrupa Birliği’ne iletilen erteleme talebi, geçtiğimiz günlerde 27 Avrupa Birliği ülkesi tarafından kabul edildi. Üye ülkelerin erteleme talebini kabul kararını duyuran AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB üyelerinin “esnek bir ertelemeye” onay verdiğini kaydederken ertelemenin 31 Ocak 2020’ye kadar geçerli olduğunu ifade etti.
David Cameron, Theresa May gibi başbakanlara görevden el çektiren bu ‘yılan hikayesi’ önümüzdeki günlerde İngiltere Başbakanı Boris Johnson’u da köşeye sıkıştıracağa benziyor. Brexit sürecinde parlamentodan istediğini alamayan Başbakan Johnson, ülkede erken seçimlerin yapılmasını talep ediyor. Ayrılma sürecini bir kez daha erteleme talebini kabul eden Avrupa Birliği bu kez anlaşma şartlarının herhangi bir müzakereye konu olmayacağını da ifade etti.
Peki anlaşmasız Brexit’in ülkemize etkileri ne olur? Ticaret Bakanlığının araştırmasına göre İngiltere’nin AB’den herhangi bir anlaşma sağlamadan ayrılması halinde Türkiye’nin fazla veren İngiltere ile ikili dış ticaretinin 3 milyar dolara kadar olumsuz etkilenebileceğini söyledi. 3 milyar dolar etki senaryosunda tekstil 1,4 milyar dolar, otomotiv 1,2 milyar dolar, beyaz eşva ve elektronik ise 500 milyon dolar olumsuz etkilenecek.
Brexit sonrasında Gümrük Birliği düzenlemelerinin dışına çıkacak olan İngiltere ile dış ticaretimizde ilave gümrük vergileri sonucunda olumsuz etkilerin görülmesi bekleniyor. Bu noktada, gerek politika yapıcılarımızın gerekse de özel sektör lobilerimizin yılan hikayesine dönen Brexit sonrasında ülkemiz ile İngiltere arasındaki ilişkilerin yararımıza en uygun şekilde gerçekleşebilmesi için üzerine düşeni yapması gerekiyor.
Güzel bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 30 Ekim 2019 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.