Bardağın Dolu Tarafı

Tüm dünya için pek de olumlu başlamayan 2020 yılının başıyla beraber önce Çin’de başlayan ancak sonrasında geldiğimiz noktada artık tüm dünyayı kaygılandıracak düzeye ulaşan koronavirüs (Kovid-19) bu yazı kaleme alındığı sırada dünya genelinde 3 bin 44 kişiyi bu hayattan kopardı.

Virüsün bulaştığı kişi sayısı 89 bini geçerken geçtiğimiz haftalarda ‘uluslararası acil durum’ ilan eden Dünya Sağlık Örgütü son açıklamasıyla beraber koronavirüs riskini ‘çok yüksek’ seviyesine yükseltti. Şöyle bir baktığımızda bardağın bir hayli kısmının ‘boş’ olduğunu görmemize rağmen yine de hayattaki umudumuzu kaybetmemiz gerektiğini hatırlarken bu duruma da ‘bardağın dolu tarafından’ bakmak istiyoruz.

Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) geçtiğimiz günlerde yayınladığı uydu görüntüleri, içinde bulunduğumuz durumda bardağa dolu tarafından bakabilmemiz için bize az da olsa yardımcı oluyor. Çin’i saran ve başta Çin’in komşuları olmak üzere okyanusu aşıp da ABD’ye kadar ulaşan Kovid-19 salgını Çin genelinde fabrikaların açılmasını önleyerek üretimi durdurma noktasına getirmişti. Yine karantina altına alınan şehirler başta olmak üzere insanların evlerinden çıkmamasıyla birlikte Çin’de virüsün yoğunlukla görüldüğü yerler neredeyse ölü şehirler haline gelmiş ve ulaşım yok denecek seviyelere gerilemişti.

İşte bu durum, bir yandan tehlikenin geldiği boyutun kaygı vericiliğini vurgularken bir yandan da Çin’de uzunca bir süredir toplum sağlığını tehdit eden hava kirliliğinde hızlı bir düşüş yaşandığına işaret ediyor. NASA yayınladığı iki grafikle Ocak ayının ilk 20 günlük dönemiyle Şubat ayındaki 15 günlük dönemi birbiriyle kıyaslıyor ve taşıtlardan, enerji santrallerinden ve fabrikalardan salınan bir zehirli gaz olan azot dioksit (NO₂) oranının görünümünü karşılaştırıyor. Grafikler öncelikle Wuhan şehri üzerinde önceden görüşü dahi gayet etkileyecek düzeydeki hava kirliliğinin neredeyse kaybolduğunu gösterirken Çin genelinde de sanayi işletmelerinin kapanması ve insanların evlerinden ayrılmayı istememeleri nedeniyle zararlı sera gazı salınımını büyük bir ölçüde azaldığını işaret ediyor. Bu durumu NASA’ya bağlı Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden hava kalitesi araştırmacısı Fei Liu ise “İlk kez, belirli bir olayın ardından geniş bir alanda böylesi keskin bir düşüş yaşandığına tanık oldum.” sözleriyle aktarıyor

Koronavirüs 2020 yılıyla beraber toplum sağlığını büyük ölçüde etkileyen faktörlerin başında geliyor. Ancak uzunca bir süredir, insanlık olarak üzerimize düşeni yapmaktan çok uzak olduğumuz ve toplum sağlığını etkileyen bir diğer faktör ise iklim değişikliği. Öyle ki, Birleşmiş Milletler, iklim değişikliğiyle küresel mücadele çabalarının hedefin çok gerisinde kaldığı uyarısında bulunmuştu.

Birleşmiş Milletler’in yapmış olduğu sera gazı salınımında olmamız gereken yer ile olduğumuz yer arasındaki farkı inceleyen çalışma, bu iki değer arasındaki farkın şimdiye kadar en büyük farkın gerçekleştiğini, diğer bir deyişle uluslararası anlaşmalarla ve mutabakatlarla varılan ‘olmamız gereken yerin’ çok uzağında yer aldığımızı gösteriyor. Küresel büyümenin hızlanması üretimin de hızlanmasını ve karbon salımının da hızla artmasını beraberinde getirirken Kovid-19 ya da küresel kriz gibi olumsuz etmenlerin bir iyi tarafı karbon salınımını geçici de olsa sınırlandırıyor olması.

Güzel bir hafta geçirmeniz ümidiyle…

Bu yazı 4 Mart 2020 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.


a1

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s