Ortaya çıktığında toplum sağlığına olan etkileri az çok kestirilebilse de dünya ekonomisine olan etkisinin bu denli olacağı çok da öngörülemeyen Kovid-19’un yarattığı kaygı ve endişe, küresel ekonomide olağanüstü zamanların yaşanmasına sebep oluyor.
Salgının Çin dışında da büyük bir hızla yayılmaya başlaması ve virüsten dolayı hayatını kaybedenlerin sayısındaki artış salgın, üretim ve ekonomik aktivite üzerinde de endişelerin artmasını beraberinde getiriyor. İnsan sağlığındaki etkileri ölümcül boyutlara ulaşan Kovid-19’un etkilerinin ekonomi üzerindeki reel etkileri de artık rahatlıkla gözlemlenebilir boyutlara ulaştı.
Salgının dünyanın en büyük imalatçılarının üretim tesislerinin yer aldığı Çin’de ortaya çıkması, uluslararası firmaların üretim tesislerini salgının etkileri azalana kadar kapatmasına sebep oldu. Çin’deki üretimin neredeyse durma noktasına gelmesi sadece Çin ekonomisini değil dünyanın geri kalanını da yakından etkiliyor. Öyle ki Çin, uzun dönemde düşük maliyetle ürettiği ürünler birçok ülkede ya o ülkenin üretiminin yerine geçmiş durumda ya da yine o ülkedeki üretim sürecinin bir girdisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda, Çin’deki üretimin durma noktasına gelmesi piyasada sadece nihai ürün noksanlığını değil, diğer ürünlerin üretimi için gerekli ara ürünlerin de tedarik edilememesi sorununu beraberinde getiriyor. Kovid-19 salgınının tedarik zinciri değerlendirmesiyle ABD dahil tüm ülkelerin ekonomik aktivitesi üzerinde olumsuz etkilere sahip olacağı aşikâr.
Tedarik zinciri etkisiyle birlikte ekonomik aktivitenin de 2020 yılının ilk çeyreğinde çok büyük ölçüde kesintiye uğrayacağını düşünmek için müneccim olmaya gerek yok. İmalat sanayiinin görünümü için öncü bir gösterge niteliğindeki PMI değeri Çin’de Şubat ayında 35,7 ile 2008 yılındaki Küresel Ekonomik Kriz’den bu yana en düşük seviyesine gerilerken üretim ve yeni siparişler de en düşük seviyelerini gördü. Keza yine Çin’de Şubat ayında otomobil satışları %80 oranında düşerek rekor düşük seviyeye geriledi.
Öncü göstergelerdeki bu olumsuz görünüm uluslararası kuruluşların büyüme beklentilerini birbiri ardında revize etmelerini de beraberinde getiriyor. OECD Kovid-19 salgınının dünya ekonomisi için giderek daha kaygılandırıcı bir hal aldığını ifade ederek daha önce %2,9 olarak belirlediği 2020 yılı küresel büyüme tahminini 2009’dan bu yana en düşük seviye olan %2,4’e indirdi. OECD ayrıca Çin’in büyüme beklentisini 0,8 puan, Avro Bölgesi’nin büyüme beklentisini ise 0,3 puan aşağıya çekti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s de Kovid-19 salgını sebebiyle büyüme beklentilerini düşüren kuruluşlar arasında yer alıyor. Kovid-19 salgının yılın ilk yarısında birçok ülkede ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceğinin ifade edildiği açıklamada G20 ekonomileri için 2020 yılı büyüme beklentisi %2,4’ten %2,1’e çekildi.
Salgının ortaya çıkardığı panik havasının piyasalardaki diğer sinyalleri ise korku endeksi olarak da nitelendirilen VIX oynaklık endeksinde ve güvenli liman olarak nitelendirilen ABD hazine tahvillerinin getirilerindeki olağanüstü hareketler. VIX Endeksi bu yazının kaleme alındığı sıralarda 46 seviyesi ile 2008 Krizi’nden bu yana en yüksek seviyelerine ulaşmış durumdayken ABD 10 yıllık tahvillerin getirisi %0,35’e kadar geriledi.
Önce koronavirüsün tüm dünya genelinde etkisini iyiden iyiye göstermesi hemen ardından petrol fiyatında görülen keskin hareketler 2020 yılının dünya ekonomisi için bir hayli hareketli geçeceğinin şimdilik iki göstergesi. Yine bu satırlardan gelişmeleri analiz etmeye çalışıyor olacağız.
Güzel bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 11 Mart 2020 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.
Üretim konusunda tek bir ülkeye bel bağlayanlar,kendi ülkesinde bu ilerlemeyi ve iş gücünü organize etmeyenler,elbette tedarik sorunu yaşayacaktır,yani kısacası filler tepişiyor çimler eziliyor durumu,kime,neden ve nasıl yaradığına da bakmak lazım bu durumun tabi.
BeğenBeğen
Üzerine çalışılması gereken kocaman bir alan doğdu ekonomide. Yorumunuz ve ilginiz için çok teşekkürler.
BeğenLiked by 1 kişi