Bu haftaki buluşmamıza ismini “…Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik” diye devam eden Yahya Kemal Beyatlı’nın Akıncılar şiirinin ilk mısrası veriyor. Geçtiğimiz günlerde, ülkemizin yerli insansız hava aracı Akıncı’nın tasarlanmaya başlamasından semada süzülüşüne kadar süreci anlatan belgeseli hep birlikte gururla izledik.
Ülkemizin Cumhuriyetimizin kuruluşuyla beraber başlayan, zaman zaman molalar verse de bugün yeniden alevlenen milli teknoloji hamlesinin en önemli ürünlerinden birisi olan Akıncı ile birlikte daha birçok proje, geleceğin dünyasının şekillendiği bu dönemde göğsümüzü kabartan projeler olarak karşımıza çıkıyor.
Cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstikbal göklerdedir” sözüyle işaret ettiği gökyüzü, insanlık için her daim hayallerin gerçeğe dönüştürülmek istediği yer olmuştur. Önce Balkan Savaşları’ndan, sonrasında ise I. Dünya Savaşı’ndan çıkan yorgun bir milletin küllerinden doğduğu Kurtuluş mücadelesinin hemen ardından sanayileşme adımları da hızla atılmaya başlamıştı. Bir yandan modern Türkiye’nin oluşumu için çalışmalar sürerken bir yandan da Türk girişimcilerin beceri ve kabiliyetleri sayesinde, günümüzde giderek alevlenen Milli Sanayi ve Teknoloji Hamlesi’nin ilk kıvılcımları ateşleniyordu. 1924 yılında Vecihi Hürkuş ilk Türk yapımı uçağı imal ederken 1936’da Nuri Demirağ ilk yerli uçak fabrikasını kuruyor ve aynı yıl ilk tek motorlu uçak üretimini gerçekleştiriyordu. Sanayileşme adımları durmaksızın devam etti; 1938’de üretilen 6 kişilik, çift motorlu ilk yolcu uçağımız 1944’te dünya havacılığı yolcu uçakları arasında A sınıfına katıldı.
Zaman ilerliyor, Necmettin Erbakan’ın kurucusu olduğu Gümüş Motor ilk yerli motoru, TÜMOSAN ilk dizel motoru üretiyor; o zamanki adıyla Zirai Kuvvet Makineleri Kürsüsünde ilk yerli traktör üretiliyor, 1961’de ilk yerli otomobil – başına büyük bir talihsizlik gelse de – Türkiye’de üretilen ilk otomobil olarak hareket ediyordu. Dönemler itibarıyla sekteye uğrayan ülkemizin sanayileşme adımlarının serüveni aradan geçen onca yılın ardından günümüzde yeniden alevlendi. Özellikle savunma sanayiinde dışa bağımlılık yerini kısa dönemde yerlileşmeye bırakırken bugün Türk mühendislerinin ürettiği projeler dünyaya örnek teşkil eder hale geldi. BİLSAT, RASAT, GÖKTÜRK-2 uyduları, ALTAY tankı, ATAK helikopteri, HÜRKUŞ eğitim uçakları, (silahlı) insansız hava araçlarımız, CİRİT ve HİSAR füzeleri, ASELSAN tarafından üretilen ve insansız hava araçlarında kullanılacak kameralar… Burada ismini sayamadığımız daha birçok proje hem ülkemizin savunma sanayiine katma değer sağlıyor hem de ülkemizin uygulamaya çalıştığı üretime dönük, stratejik ve verimli sanayi politikasının önemli unsurlarından oluyor.
Havacılık sektörü ülkelere yüksek katma değer sağlayan sektörlerin başında geliyor. Öyle ki, hava taşıtları, uzay taşıtları vb. ürünlerin yer aldığı fasılda ihracatın kilogram değeri ortalama 400 dolar seviyesindeyken bu değer hava taşıtlarının aksam ve parçalarında 750 dolara yükseliyor. Keza, hava söz konusu ürünler ihtiva ettikleri yüksek teknoloji ve AR-GE kapasitesi sayesinde diğer sektörlere de pozitif dışsallık sağlıyor. Ülkemizde önümüzdeki dönemde daha yükseğe taşımak istediğimiz yüksek teknoloji ihracatında 1/5’lik pay sadece havacılık sektörüne ait.
Bu topraklarda yetişen mühendislerimizin emek verdiği ve özellikle havacılıkta yeniden doğuşumuza işaret eden Akıncı insansız hava aracı ile birlikte birçok projemiz Yahya Kemal’in de şiirinde ifade ettiği gibi yerden yedi kat arşa dolu dizgin kanatlanan yüreklerin hayallerinin gerçeğe dönüşünün bir simgesi. Semalarımızın ilelebet hür ve özgür olması için yorulmaksızın çalışıyoruz.
Vesileyle siz değerli okuyucularımızın Ramazan Bayramı’nı kutluyor, birlik ve beraberlik içerisinde kutlayacağımız nice bayram gününe sağlıkla erişebilmeyi diliyorum.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 27 Mayıs 2020 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.