Tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de derinden etkileyen Kovid-19 salgınının ekonomik etkileri, salgının ortasında ekonomilerde tüm grafiklerin keskin bir şekilde aşağıya doğru yuvarlanmasına sebep olmuştu.
Dünya genelinde tedrici toparlanma sürecinin devam etmesi ve önümüzdeki döneme ilişkin belirsizlikler devam etse de en azından iyimser beklentilerin geliştirilmeye çalışmasıyla birlikte ise söz konusu grafiklerin aynı hızda yukarıya doğru hareket edip etmeyeceği de tüm ekonomilerin üzerinde durduğu soruların başında geliyor. Ülkemizde salgının en derin etkilerinin görüldüğü Nisan-Mayıs aylarından sonraki dönem gösteriyor ki toparlanma süreci “V” harfi çiziyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) her ay hazırladığı ve imalat sanayiinde faaliyet gösteren firmaların hazırlanan ankete cevaplarından toplulaştırılan Reel Kesim Güven Endeksi Temmuz ayında bir önceki aya göre 8,1 puan artarak 100,7 seviyesinde gerçekleşti. Endeksin 100 eşik değerinin üzerinde gerçekleşmesinin anketin kapsadığı reel kesim temsilcilerinin ekonomik faaliyetlere ilişkin güveninin arttığı iyimser bir görünümü işaret ettiğini hatırlatmakta fayda var.
Üretimimizin ve ihracatımızın çok büyük bir kısmını oluşturan imalat sanayii sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızın mevcut durum ve geleceğe yönelik beklentilerine ilişkin değerlendirmelerini içeren bu endeks, ekonominin genel görünümüne dair bilgi vermesi açısından da hayli faydalı. Tüm dünyada devam eden kademeli toparlanma sürecinin de etkisiyle ülkemizde gerek iç talebin gerekse de dış ticaret performansının -henüz eski haline dönemese de- salgının derin etkilerinden bir miktar sıyrıldığını söylemek mümkün. Nitekim, Reel Kesim Güven Endeksi’ni oluşturan anket sorularına ait alt endeksler incelendiğinde gelecek üç aydaki üretim hacmi, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı ve gelecek üç aydaki toplam istihdam miktarı beklentilerinin endeksi artış yönünde etkilediği görülüyor.
Yine salgının ortası olarak kabul edilebilecek Nisan ayına imalat sanayiinde faaliyet gösteren firmaların üretimlerini kısıtlayan öncelikli faktörler arasında yer alan talep yetersizliği ile mali imkansızlıklar unsurlarının paylarının Temmuz ayına gelindiğinde azaldığını görüyoruz. Benzer şekilde, firmaların Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği dışındaki pazarlardaki rekabet gücü seyrinde de genel eğilimi andıran bir biçimde “V” şekli bir toparlanma söz konusu.
Daha önceki buluşmalarımızda bu satırlarda defaatle bahsini geçirdiğimiz üzere, tecrübe ettiğimiz Kovid-19 salgınının ekonomiye etkileri hem arz hem de talep tarafından bir şok ile ekonomileri etkilediğini ve üretim kanalları toparlansa dahi salgından korunma önlemlerinin başında gelen sosyal mesafe kuralının talebin toparlanmasını bir süre geciktirebileceğini söylemiştik. Bu krizde belki de imalat sektöründen çok daha derin bir darbe gören hizmetler sektöründeki toparlanma, ülkemizde istihdamın önemli bir kısmını oluşturduğu için büyük önem arz ediyor.
Haziran ayıyla beraber başlayan sektörel güven endekslerindeki toparlanma eğilimi Temmuz ayında da kendini devam ettirdi. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) verilerine göre mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Temmuz ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe %20,2, perakende ticaret sektöründe %9,6 ve inşaat sektöründe %11,6 arttı. Hizmet sektöründe gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi artmaya devam ederken perakende ticarette de söz konusu döneme ilişkin iş hacmindeki iyileşme beklentilerinin yükselişine devam etmesi, toparlanma sürecinin önümüzdeki dönemde de devam edeceğinin bir habercisi niteliğinde.
Takvim yaprakları bir bir yırtılıyor ve biz bir Bayramı daha yaşamanın arifesindeyiz. Siz değerli okuyucularımızın mübarek Kurban Bayramı’nı şimdiden kutluyor, daha nice bayram gününe öncelikle sağlıkla ardından da mutluluk ve huzurla erişebilmeyi temenni ediyorum.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 29 Temmuz 2020 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.