Başımızı ne zaman ki insanlık tarihinin en büyük salgınlarından birisi olma konumuna daha şimdiden erişmiş olan koronavirüs salgınından biraz çevirip de başka konulara eğilmek istiyoruz, neredeyse tüm dünyada ‘ben buradayım’ diyen salgın kendisini yeniden hatırlatıyor.
Hem arz hem de talep tarafını eşi benzerine rastlanmayan bir şekilde etkileyen salgının ortaya çıkardığı sonuçlar yavaş yavaş kendisini gösteriyor. Daha önce bu satırlarda dünya ekonomilerinin neredeyse yüz yıla varan süredir böylesine kesin düşüşler göstermediğinden bahsetmiştik. Bizim de merakla beklediğimiz veri hafta başıyla beraber geldi. Türkiye ekonomisi koronavirüs salgınının gölgesinde geçen 2020 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %9,9 oranında daraldı.
Daha önce yaşanan krizlerden farklı olarak koronavirüs krizinin ekonominin hemen her alanını olumsuz etkilediğini biliyor ve ‘korona çeyreği’ olarak da nitelendirebileceğimiz yılın ikinci çeyreğinde ekonomideki olumsuz etkilerin de derinden yaşanacağını öngörüyorduk. Ancak genel bir bakışla, Türkiye ekonomisinin ikinci çeyreğe ilişkin verileri açıklanan diğer ülkelere göre bir miktar olumlu ayrıştığını söyleyerek söze başlamak faydalı olacak. Öyle ki, özellikle Avrupa ekonomilerinde çift haneli oranlara varan daralmaların yanında, olumsuz geçeceği aşikâr olan ikinci çeyrekte daha ılımlı bir yavaşlama sergilediğimizi söylemek mümkün.
Büyümenin alt kalemlerine indiğimizde koronavirüs salgınının hem üretim tarafını hem de talep tarafını aynı anda ve bir hayli olumsuz etkilediğini rahatlıkla görebiliyoruz. Salgın gölgesinde geçen 2020 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre sanayi sektörü %16,5 daralırken bu daralma imalat sanayiinde %18,4’e ulaştı. Yine benzer şekilde, salgının derinden etkilediği hizmetler sektöründe ise söz konusu dönemdeki daralma oranı %25’e kadar ulaştı. Sektörlerin %9,9 oranında gerçekleşen daralma oranına etkilerine baktığımızda ise söz konusu oranın 3,3 puanının sanayi sektöründen 5,9 puanının ise hizmetler sektöründen geldiğini görüyoruz.
Evlerimizden çıkamadığımız dönemlerde iç talep çok keskin gerilemişti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) verilerine göre kredi kartıyla yapılan harcamalar dikkate alındığında yemek alışverişlerinde %50’ye, seyahat harcamalarında %85’e varan düşüşler görmüştük. İkinci çeyrekte özel tüketim harcamalarındaki gerileme büyüme oranı üzerinde 5,1 puanlık olumsuz bir etkiye sahip oldu. Bunun yanında, uluslararası ticaretin de durma noktasına geldiği ikinci çeyrekte net ihracat kalemi büyüme performansımızı en fazla aşağı çeken kalem olarak karşımıza çıkıyor. İhracattaki %35’e varan azalmanın büyüme üzerindeki etkisi -9 puana varırken ithalattaki kısmi daralmanın etkisi sonucu net ihracat kalemi büyüme performansını 7,8 puan baskıladı.
Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin olarak sipariş miktarı, kapasite kullanım oranı, imalat sanayii PMI değerleri toparlanmanın görece hızlı bir şekilde gerçekleşeceğine ve eğer işler yolunda giderse salgının gölgesinde geçen yılın ikinci çeyreğindeki gerilemenin “V” şeklindeki toparlanmanın dip noktası olacağına işaret ediyor. Ancak tüm dünyada vaka sayılarının yeniden artışa geçmesi yılın kalan kısmına ilişkin belirsizliği de beraberinde getiriyor.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 2 Eylül 2020 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.