Macera dolu bir seneyi arkamızda bırakıp yeni umutlarla başladığımız bir yılın da iki ayını doldurduk. Her yönüyle unutulmazlar listesine gayet yukarı sıralardan giriş yapan 2020 yılının tamamına ilişkin ekonomik veriler de artık birbiri ardına tamamlanıyor. Gecikmesi dikkate alındığında sıranın neredeyse sonunda yer alan büyüme verisi de bu hafta başında açıklandı.
Buna göre, Türkiye ekonomisi Kovid-19 salgınının gölgesinde geçen 2020 yılında %1,8 oranında büyüyerek yılı daralma yerine büyümeyle kapatan nadir ülkelerden birisi oldu. Gelin isterseniz büyüme istatistiklerinin detaylarına şöyle bir göz atalım.
Hatırlayacağımız gibi, 2019 yılının ikinci yarısından itibaren ‘dengelenme’ eğilimiyle birlikte ekonomik aktivite önceki dönemlere göre bir miktar hız kaybetmiş ve büyümenin sürdürülebilirliği konusunda -yani ithalata ve dolayısıyla da cari açığa bağlı bir şekilde gerçekleşmemesi doğrultusunda- etkin adımlar atılması kararlaştırılmıştı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve 11 Mart’tan itibaren ülkemizde de görülmeye başlayan koronavirüs salgını, tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de derinden etkiledi. Dünyanın birçok noktasında, 2009 yılında yaşanan Küresel Ekonomik Kriz’in olumsuz etkilerini dahi bir kenarda bırakacak derinlikte daralmalar yaşandı. Öyle ki, ülkemizde de salgının gölgesinde geçen yılın ikinci çeyreğinde ekonomik aktivitedeki daralma %10,3’e ulaştı. Sınırların kapanıp da uluslararası ticaretin adeta durduğu bu dönemde net ihracat büyüme performansımızdan 7,9 puanı tek başına aldı götürdü.
Hemen sonrasında yine dünyayla birlikte ülkemizde de görülen ‘kademeli toparlanma’ sürecinde, salgının seyrinin devam etmesine rağmen ülkemiz görece iyi bir performans gösterdi. Özelikle ikinci çeyrekte biriken siparişlerin yerine ulaşması ve bu bağlamda sanayide çarkların dönmeye başlamasıyla birlikte üçüncü çeyrek %6,3 ile hızlı bir şekilde toparlandığımız bir dönem oldu. Bu noktada, salgından en çok etkilenen hizmetler sektörünü bir kenarda tutmamız gerekiyor çünkü söz konusu sektörün performansı hala salgın öncesi dönemlerin biraz uzağında.
Salgına rağmen büyümeyi başardığımız 2020 yılının tamamına baktığımızda ise özellikle salgının etkilerinin azaltılması amacıyla borçlanma maliyetlerinin düşürülmesi yönünde atılan adımların tüketim harcamalarının büyümeye olan katkısını da yükselttiğini görüyoruz. 2020 yılında %1,8 oranında gerçekleşen büyüme oranının 2,2 puanı tüketim harcamalarından geldi. 2019 yılında büyümeden 3,5 puan çalan yatırımların da bu yıl büyümeye 1,6 puan katkı sağlaması yüzümüzü güldüren hususlardan birisi. Küresel ticaretin yavaşlamasından ülkemizin de nasibinin alması sebebiyle ise net ihracat yılın tamamında büyümeyi aşağıya çekti. 2019 yılında büyümeye 2,4 puan katkıda bulunan net ihracat kalemi 2020 yılına gelindiğinde ise büyümeden 5,5 puanı aldı götürdü.
Sanayi sektörü 2020 yılında büyümeye 2 puan katkı sağlayarak 2017 yılının üçüncü çeyreğinden bu yana en yüksek katkısını verirken %38,7’lik yükselişiyle dokuz yılın ardından en iyi performansını gösteren ve üretim performansımız için önemli bir gösterge olan makine ve teçhizat yatırımları ise büyümeye 3,7 puan katkı sağladı.
Ancak, 2020 yılında Türk Lirası’nın keskin bir şekilde değer kaybı sebebiyle kişi başına düşen gelirimiz 8.599 dolara, yani son 14 yılın en düşük düzeyine geriledi.
Yine de IMF’nin tahminlerine göre %3,5 daralması beklenen küresel ekonomik performans bu durumdayken ülkemizin salgına rağmen büyümeyi başaran az sayıda ülkeden birisi olması umutlarımızı tazelememizi sağlıyor.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 3 Mart 2021 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.