Bu hafta siz değerli okuyucularımızı, aslında düşününce çok uzaktaymış gibi gelen ama takvim yapraklarına baktığımızda yalnızca bir sene öncesi olan bir döneme götürmek istiyorum. Günümüz toplumunun bir vazgeçilmezi haline gelmişti alışveriş merkezleri.
İnsanların yeme-içme, eğlenme, alışveriş yapma, dinlenme, spor yapma gibi aktivitelerini aynı mekân içinde gerçekleştirebilmelerine imkân sağlayan AVMler artık şehirlerimizde öyle yaygınlaşmıştı ki, karşılıklı ya da yan yana kurulmaya başlamıştı. Hatta öyle ki, bir AVM’nin otoparkına park ettiğiniz aracınıza dolaşırken geçtiğiniz diğer AVM’den ulaşmanız birkaç dakikanızı almaktaydı.
Daha önce birçok farklı platformda hazırladığım çalışmaların konusu, öncelikle Ankara’da, sonrasında da Türkiye genelinde neden bu kadar çok AVM olduğuyla ilgiliydi. Öyle ki, dünya genelinde alışveriş merkezi hareketliliğinin %75’i ülkemizin de yer aldığı Doğu Avrupa ülke grubu içerisinde gerçekleştiği gözlemlendi. ‘Yeni normal’ söz öbeği artık dilimizde bir hayli yaygınlaştı ama ‘eski normal’ dönemlerimizde şehrimizde ve ülkemizde bu kadar çok AVM olmasının sebeplerinden kısaca bahsetmek istiyorum. Bu nedenleri temel olarak fiziksel, ekonomik, coğrafik ve psikolojik olarak dört kategoriye ayırmak mümkün. Fiziksel nedenlerin başında sürekli artan motorlu taşıt sayısıyla beraber yaşanan trafik ve otopark sorunları geliyor. Ankara’nın geçmişten beri sahip olduğu odak noktaları olan Ulus ve Kızılay bölgelerinin günümüzde artık bir geçiş noktası olarak sadece ulaşım amacıyla kullanılmaya başlanması, şehirde artık gözle görülür bir hal alan trafik sorunuyla paralellik gösteriyor.
Eskiden alışverişin merkezi sayılan bu noktalarda günümüzde yaşanan trafik yoğunluğu ve park yeri bulma sıkıntıları Ankaralıları alışverişlerini bu sorunların bulunmadığı alışveriş merkezlerinde yapmaya itiyor. İnsanlar özellikle ana arterlerin üzerinde bulunan alışveriş merkezlerine kendilerine ait araçlarla ya da toplum taşım araçlarıyla rahatça ulaşabilmekte ve yüzlerce araçlık otoparklarda araçlarına stressiz bir şekilde yer bulabiliyor.
Tabii ki tüm dünyada tüm alışkanlıkları yerinden oynatan Kovid-19 salgını tüketim alışkanlıklarını da yakından etkiledi ve bu durumdan alışveriş merkezleri de nasibini aldı. Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği ile Akademetre Research tarafından ortaklaşa oluşturulan AVM Perakende Ciro Endeksi’nin Şubat ayı sonuçları göre, AVM’lerin ciroları 2021 yılı Şubat ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre (diğer bir deyişle salgının ülkemizde henüz görülmediği dönemde) %22,6 azaldı. Teknoloji kategorisinde %6,6 artan alışveriş merkezlerinin metrekare verimliliği yiyecek içecek kategorisinde ise %59 azaldı. Hipermarket kategorisi %2,4, diğer kategoriler %17,5, giyim kategorisi %29,3, ayakkabı-çanta kategorisi %29,9 diğer değişim oranları olarak gerçekleşti.
Aynı çalışmanın bir dikkat çekici sonucu da AVM ziyaret sayısı endeksinde yaşanan değişim: Şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre AVM’lerdeki ziyaretçi sayısı %62 düzeyinde azaldı. Salgın sürecinde kısmi toparlanma ziyaretçi sayısında önceki aya göre ise %9,4’lük artışı beraberinde getirdi.
Koronavirüs salgını dünyamızda birçok şeyi eski halinden çok farklı bir yere getirdi ve getiriyor. Değişen tüketim alışkanlıklarını bu satırlardan incelemeye devam edeceğiz.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 7 Nisan 2021 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.
