Sanayide Yeşil Dönüşüm

İklim değişikliği hayatımızı her geçen gün daha yoğun ve olumsuz bir şekilde etkiledikçe bu kötü gidişata dur demek için alınacak önlemler ve atılacak adımlar da küresel ajandada giderek daha fazla yer almaya başlıyor. Yılın henüz yarısına ulaşmadık ancak iklim değişikliği ve artık bir tahribata ulaşan çevre kirliliğinin tüm boyutlarıyla değerlendirildiği uluslararası etkinliklerin sayısı bir hayli fazla. İlaveten yılın kalan yarısında da söz konusu etkinliklerin sayısı daha fazla olacak.

Kasım ayında düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler 26. Taraflar Konferansı İklim Zirvesi de bu küresel farkındalığın en önemli unsurlarından birini oluşturuyor. Ülkelerin uluslararası iş birliği içerisinde iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini en aza indirebilmek için atılacak adımları ve alınacak önlemleri tartışacağı zirvede aynı zamanda yeşil yatırımların içinden geçmekte olduğumuz dönüşüm sürecinde ne kadar önemli olduğunun da bir kez daha altı çizilecek.

Geçtiğimiz günlerde yüksek gelirli yatırımcılar arasında yapılan bir anketin sonuçları da aslında iklim değişikliği ve çevre kirliliği konusunun hayatın her alanına sirayet eden bir niteliğe ulaştığının kanıtı. Söz konusu yatırımcıların %47’si, çevre sorunlarının yatırımları için öncelikli öneme sahip olduğunu belirtirken her iki büyük yatırımcıdan 1’i de bu sorunların başında iklim değişikliğinin geldiğini ifade ediyor. Bu bağlamda yeşil dönüşüm sürecinin, yeni ve kapsayıcı yatırımların ülkemize çekildiği, ülkemizin önündeki fırsatların avantaja dönüştürüldüğü bir çerçevede yürütülmesinin de önemini bir kaz daha idrak ediyoruz.

Bu noktada, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunun (DEİK) koordinasyonunda yürütülen “Sanayide Yeşil Dönüşüm” Projesinin büyük öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Avrupa ülkelerinin 2050 yılına kadar kıtayı “iklim nötr” hale dönüştürmek için ortaya koyduğu hedeflerin, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda da yer aldığı üzere yakın komşularla güçlü iş birliği içerisinde gerçekleştirilecek olması, Avrupa Birliği ile halihazırda güçlü ticari ilişkilere sahip olan ülkemiz için büyük bir fırsat niteliğinde. Tüm dünyanın içinden geçmekte olduğu yeşil dönüşüm sürecinde, ekonomimizin lokomotifi niteliğindeki sanayimizde yeşil dönüşümü gerçekleştirmemiz için teknoloji odaklı ve nitelikli proje ve faaliyetlerin hayata geçirilmesi büyük önem arz ediyor.

Bununla birlikte, sanayimizin temelini oluşturan organize sanayi bölgelerinde de başta doğal kaynaklar olmak üzere üretim yapısına hizmet eden kaynakların etkin ve sürdürülebilir kullanımı da sanayicilerimizin rekabetçi gücünü ve ülkemizin refah düzeyini artıracak etkili adımların başında geliyor.

Sanayicilerimizin ekosistemleri koruyan ve geliştiren bir yapıda, yeşil ekonomi dinamiklerinin sürdürülebilir kalkınmaya hizmet ederek ve yeşil dönüşümü destekleyen yatırımlarla finanse edilerek gelişimlerinin sağlanmasıyla ülkemizin, küresel ajandanın en önemli öğelerinden birisi konumundaki yeşil dönüşüm sürecinden “kazanarak” çıkacağına inanıyoruz.

Ünlü bir söz vardır: “Fırsatlar da bulutlar gibi, çabucak geçer gider.” Karşımıza çıkan fırsatları olması gerektiği gibi değerlendirmek için dersimize iyi çalışmalı ve hazırlıklı olmalıyız.

Bu yazı 26 Mayıs 2021 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.


Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s