İçinde bulunduğumuz haftanın başında Türkiye ekonomisinin 2021 yılının ilk çeyreğine ilişkin büyüme verileri Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlandı. Büyüme verileri ekonominin genel görünümüne ilişkin birçok hususu içinde barındırması vesilesiyle her zaman önemlidir.
Ancak 2021 yılının ilk çeyreğine ilişkin verilerin ayrı bir önemi daha var: salgının gölgesinde geçen bir 2020 yılının ardından, yılın ikinci yarısıyla beraber kendini gösteren toparlanma sürecinin, salgının etkilerinin en aza indirilmesi için alınan önlemlerin ve uygulanan politikaların etkisinin değerlendirilmesi açısından gelen verileri iyi incelemek gerekiyor. TÜİK’in verilerine göre Türkiye ekonomisi 2021 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla %6,7 olarak şekillenen beklentilerin üzerinde, %7 düzeyinde büyüdü. Ekonominin ivmelenmesini içermesi açısından şu verinin de altını çizmek gerek: mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre 2020 yılının son çeyreğinde %1,7 büyüyen ekonomimiz yeni yılın ilk çeyreğinde de bu performansını korudu.
Hiç şüphe yok ki, büyüme verilerini incelerken en önemli unsurlardan birini de büyümenin bileşenleri, yani diğer bir deyişle hangi kalemlerin büyümeye ne oranda ve doğrultuda etki ettiği oluşturuyor. Türkiye ekonomisi uzunca bir süredir iç talebin sürükleyici etkisiyle büyüyor. Salgından geri dönüş sürecinde tüketim harcamalarının teşvik edilmesi yönünde atılan adımlar, 2020 yılının son dönemiyle beraber bir miktar normalleşme adımlarına konu olmuştu. 2021 yılının ilk çeyreği itibarıyla özel tüketim harcamalarının büyümeye en çok katkı sağlayan kalem olmaya devam ettiğini görüyoruz. İlk çeyrekte %7 olarak gerçekleşen büyüme oranının 4,5 puanı özel tüketim harcamalarından gelirken kamu harcamalarının katkısı yalnızca 0,2 puanla sınırlı kaldı. Tüketim harcamalarındaki artışın bir sebebi olarak, bir miktar yüksek seyreden enflasyon oranı sebebiyle hanehalklarının fiyat artışı beklentisi içerisinde gelecekteki harcamalarını öne çekmesi gösterilebilir. Enflasyonda gerçekleşecek olası sürdürülebilir ve kalıcı bir düşüş, özel tüketim harcamalarının da daha dengeli seyretmesine vesile olabilir.
İlk çeyrekte yatırım harcamaları geçtiğimiz yıldan getirdiği ivmesini bu çeyrekte de sürdürerek büyümeye 2,9 puanlık katkıda bulundu. Bu noktada, makine teçhizat yatırımlarında gerçekleşen %30,5’lik büyüme de, üretimin devamlılığı açısından büyük öneme sahip. Dış talep tarafında ise net ihracat beş çeyreğin ardından büyümeyi yukarı çekti. 2019 yılında küresel ticarette korumacılık politikaları ve 2020 yılında da salgının etkisiyle gerileyen küresel ticaretteki toparlanma görünümü, ülkemizin de dış talep yoluyla katma değer sağlamasına vesile oldu. 2021 yılının ilk çeyreğinde %7 olan büyüme oranının 1,1 puanını net ihracat kalemi oluşturdu.
Üretim tarafında ise büyümeyi sanayi sektörünün sürüklüyor olması sevindirici bir haber olarak karşımıza çıkıyor. Sanayi sektörü büyümeye 2,5 puan katkıda bulunurken tarım sektörü de kesintisizi yedi çeyrektir büyümesine devam etti.
Küresel çapta aşılamadaki olumlu seyrin devam etmesiyle beraber normalleşme sürecindeki iyileşme, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik aktivitenin olumlu seyretmesini beraberinde getirecektir. Ancak yılın ikinci yarısıyla birlikte geçen seneye nazaran ortaya çıkan baz etkisinin katkısının azalacağı düşünüldüğünde, önümüzdeki dönemde büyümenin sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleşebilmesi için fiyat istikrarı ve finansal istikrar alanlarında da iyileşmenin eşlik etmesi büyük önem arz ediyor.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 2 Haziran 2021 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.
