Ekonomilerin genel gidişatını değerlendirmek için ekonomiyle ilgisi olsun olmasın her kesimin kullandığı bir gösterge döviz kurlarının hareketi. Son dönemlerde nominal kurlar bir miktar ateşini dindirse de reel kurların hareketi, ekonomiyi bu satırlarda değerlendirmeye çalışan bizlerin ajandasında önemli bir yere sahip.
Ekonomi bültenlerinde, döviz bürolarında gördüğümüz sayılar nominal efektif döviz kurlarını gösterirken bu satırları takip eden siz değerli okuyucularımız genelden farklı olsun diye sizlerle Haziran ayı itibarıyla tarihi düşük seviyeye gerileyen reel efektif döviz kurundaki görünümü paylaşacağız. Müsaade ederseniz başlayalım.
Mahfi Hoca’nın “Kendime Yazılar” başlıklı kişisel web sitesinde de paylaştığı gibi; nominal döviz kuru belirli bir kriter gözetilerek seçilmiş çift taraflı nominal kurların uygun bir ağırlıklandırma yöntemi kullanılarak elde edilmiş ortalaması iken bu hafta köşemizde inceleyeceğimiz reel efektif döviz kuru (REK) ise, nominal kurların ülkeler arasındaki göreli fiyat veya maliyet farklarıyla düzeltilmiş halidir. İlgili okuyucularımız hatırlayacaklardır, ekonomide bir değişkeni “reelleştirmek”, onu fiyat veya maliyet değişimlerinden arındırmak anlamına geliyor. Dolayısıyla, Mahfi Hoca’nın da dediği gibi reel efektif kurlar ülkeler arasındaki göreli fiyat veya maliyet gelişimi hakkında bilgi içermekte ve dolayısıyla ekonomilerin rekabet güçlerinin değerlendirilmesinde kullanılan anahtar makroekonomik göstergelerden biri olarak kabul ediliyor.
Sizleri reel efektif kurların hesaplanma yöntemiyle ve kimi teorik bilgilerle yormak istemiyorum. Lakin bu noktada reel efektif kurun piyasa için öneminden bahsedip bu haftaki buluşmamıza da ismini veren Türk Lirası’nın reel efektif olarak tarihin en zayıf görünümüne ulaştığına geçmek faydalı olacak. Kamuoyu başta Dolar ve Euro olmak üzere döviz kurlarına ve bu ikisinin oluşturduğu kur sepeti oranına bakarak TCMB’nin döviz piyasasına müdahale edip etmeyeceğini, edecekse kuru ya da sepeti nereye getirmek istediğini anlamaya çalışıyor. Oysa TCMB Başkanının açıkladığına göre TCMB açısından önemli olan tek tek kurlar ya da Dolar Euro sepet kuru değil REK. Açıklamaya göre REK’in 120 – 125 aralığına doğru hareketlenmesi halinde TL’nin değerlendiği anlaşılıyor ve para politikası araçları kullanılarak müdahale gelebiliyor. TCMB Başkanı, REK’in 125 – 130 aralığında seyretmesi halinde TCMB daha sert önlemlerle müdahale edeceğini, 130’un üzerine çıkması halinde ise elindeki bütün araçlarla müdahale edeceğini açıklamış bulunuyor (Eğilmez, 2012).
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) verilerine göre 2003=100 bazlı reel efektif döviz kuru endeksi, TÜFE bazında Haziran’da 59,77 değeri ile en düşük seviyeyi gördü. Salgın yılı olan 2020’ye 75 seviyesinde başlayan reel efektif döviz kuru gerileme ivmesine girmiş ve Kasım’da 60,45 seviyesini görmüştü. Reel efektif Döviz kuru sonrasında yükselişe geçerek Şubat’ta 69 seviyesinin üzerine kadar yükselmişti.
Önümüzdeki dönem, Merkez’in para politikası araçlarını nasıl ve hangi yönde kullanacağını izleyeceğimiz sıcak bir dönem olacak. Enflasyondaki bozulma devam ederken TCMB’nin alacağı kararları yine bu satırlardan inceleyeceğiz.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 14 Temmuz 2021 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.
