Bilgi, binlerce yıl önce tarihe ve insanlığa damgasına vuran bir olgu olarak gelişirken günümüzde teknolojinin hızlı değişim ve dönüşümüyle birleştiğinde yepyeni bir dünyanın kapısını sonuna kadar açıyor
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla gelişen ve dönüşüm geçiren teknoloji, bilgisayarın artık hemen her hanede, mobil cihazların hemen herkes tarafından kullanılmaya başlamasıyla birlikte hayatımızın tam ortasında yer alıyor. Artık cihazlarımız park ettiğimiz arabamızın nerede olduğunu biliyor, hangi şarkıları sevdiğimizi analiz ederek aynı türde parçalar öneriyor, sesli komutlar biz koltuğa otururken filmi başlatmamızı sağlıyor.
Bundan iki yüz yıl önce buhar ve kömüre dayanan üretim süreci bugün aklın, bilginin ve teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı bir yapıya büründü. Emek yoğun ekonomiler yerlerini bilgi ve teknoloji yoğun ekonomilere bırakırken, geçmişte hayalini dahi kuramadıklarımız bugün hayatımızın olağan akışının bir parçası haline geldi. Günümüzde hızla gelişen bilgi ve iletişim teknolojilerinin sunduğu imkanlarla iş süreçleri ve üretim yapıları dramatik değişim ve dönüşüm geçiriyor. Bilgisayarların, insan zekasının sahip olduğu yetkinliklerin çoğunu yerine getirmeye başladı ve ortaya yapay zeka denen olgu çıktı. Bir insan zihninin günlerini, aylarını, belki de yıllarını alacak seçenek taramaları, analizler, karar verme süreçleri, süper bilgisayarlar sayesinde bir saniyeden daha kısa sürede gerçekleştirilir oldu.
Öyle ki, artık yapay zeka hastalıkların büyük bir doğrulu yüzdesiyle teşhis edilmesini sağlıyor. Kafa karıştırıcı adres yönlerine güvenmek yerine mobil cihazlarımızdaki kullanışlı harita uygulamaları gideceğimiz yere doğru en kısa istikameti gösteriyor. Telefonlarımız yüz tanıma sistemleriyle artık dokunuşa ihtiyaç duymadan kilitleri açıyor. Belgeleri yazarken artık yazım hataları kendi kendine düzeliyor; hatta anlam karmaşaları bile gideriliyor.
İşte yeni dünyanın vazgeçilmezi olan yapay zekâda ülkemiz de önemli bir adım attı. Ülkemizin ilk Ulusal Yapay Zeka Stratejisi, böylesine önemli ve hayatımızın her alanına sirayet eden bir husus konusunda ülkemizin ilk kapsayıcı ve ulusal yol haritası olarak büyük öneme sahip. Söz konsu strateji metninde yer alan yapay zeka alanının milli gelire katkısının %5’e çıkarılması, yapay zeka alanındaki istihdamın 50 bin kişiye yükseltilmesi ve bu alandaki, lisansüstü mezun sayısının 10 bin kişiye ulaşması hedefleri en başta gözümüze çarpan önemli hususlar. Bunularla birlikte, önümüzdeki dönemde kamu alımlarının yapay zekânın gözetilerek gerçekleştirilmesi, toplumsal, ekonomik ve kamusal faaliyetlerde dijital teknolojilerin nimetlerinden faydalanılarak ulusal ve küresel ölçekte katma değer sağlanması da ilerleyen dönemde bu alanda atılım yapmamızı olanaklı kılacak hususlar arasında.
Bu bağlamda, önemli bir noktanın altını kanatarak çizmek gerekiyor. Hafızamızı yokladığımızda üzülerek söylemek gerekiyor ki ülkemiz, politika metinleri ve eylem planları çöplüğü olma yolunda kararlı bir konumdaydı. Yapay zekâ gibi geleceğin dünyasını yönlendirecek ve şekillendirecek bu alanda böylesine önemli bir metnin ve iradenin, kararlılıkla uygulamaya geçirilmesi gerekiyor. Bu noktada, kamunun gösterdiği iradenin özel sektör, sanayi ve akademi tarafından da benimsenip dört bir koldan ülkemizin yapay zekâ alanında katma değer sağlayan ülkeler arasında konumlanmasını sağlamak da büyük öneme sahip.
Bu yazı 25 Ağustos 2021 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.
