Yeşil Dünyaya Hızlı Ama Sorunlu Geçiş

21. yüzyılın son çeyreği sürdürülebilir kalkınma ve yeşil dönüşüm sürecinin araştırmalarda ve politika metinlerinde kendine çok daha sık yer bulduğu bir dönemdi ama insanlık başına musibet gelmeyince nasihatları dinlememesiyle ünlü bir varlık olduğu için sürdürülebilir kalkınmanın ve yeşil dönüşüm sürecinin önemi, iklim değişikliğinin ve küresel ısınmanın etkilerinin ‘geri dönülemez boyutlara’ çok yaklaştığının olağanüstü meteorolojik olaylarla, tabiattaki bozulmalarla, canlı hayatının tehlikeye girmesiyle acı bir şekilde anlaşıldı.

Yeni ve tabii ki yeşil döneme geçiş, günümüz teknolojik gelişmelerinin ve dijitalleşmenin de etkisiyle çok hızlı bir şekilde gerçekleşse de sihirli bir değnek dokunurcasına gerçekleşmeyeceği aşikar olan bu süreç yaşanan küresel ve bir o kadar da önemli sorunlarla sekteye uğruyor. Bu haftaki buluşmamızı, bir yandan önümüzdeki döneme ilişkin olumlu gelişmelerin hızla hayatımıza girişiyle başlatırken diğer yandan ise bu süreci yavaşlatacak olumsuzluklara değinerek toparlayalım.

Ülkeler itibarıyla farklılık gösterse de küresel karbon salınımının yaklaşık beşte birlik kısmını oluşturan ulaştırma alanındaki iyileştirmeler, iklim değişikliyle mücadelede ve yeşil dönüşüm sürecinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesinde önemli rol oynayacak. Tam da bu sebeptendir ki, 2030 ve 2050’ye kadar sürmesi beklenen kahverengi ekonomilerden yeşil ekonomilere geçiş sürecinin en önemli ayağını da elektrikli otomobiller oluşturuyor. Geçtiğimiz haftalarda birçok petrol devinin mevcut yatırımlarını ya satış yoluyla ya da dönüştürme yoluyla elden çıkardığını ve yerine sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımını önceleyen yatırımları koyduğunu bu satırlardan ifade etmiştik.

Buna benzer şekilde, 1900’lü yılların başından itibaren otomotiv sektörüne yön veren devler de birbiri ardına üretimlerinin elektrikli otomobile doğru hızlı bir dönüşüme gireceğini kamuoyuna duyuruyorlar. Mercedes-Benz 2030 yılından itibaren tüm yeni otomobil üretiminini elektrikli araçlarla olacağını duyururken benzer şekilde Volkswagen, General Motors ve Volvo da önümüzdeki 10 ila 20 yıl içerisinde tümüyle elektrikli otomobil üretimine geçiş sağlayacaklarını ifade etti. Nitekim, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda da yer aldığı üzere Avrupa Birliği ülkelerinin önümüzdeki 15 yıl içerisinde fosil yakıtlı araçların kullanımıın önüne geçme hedefini de dikkate aldığımızda pazara hitap eden bu devlerin de hızlı bir dönüşüme girmeleri çok da sürpriz sayılmaz.

Ancak diğer yandan bu sürecin önünde bir kriz belirmiş durumda: çip krizi. Küresel çapta yaşanan ve özellikle otomotiv sektörünü derinden etkileyen çip ve hammadde krizi üretimi durma noktasına getirdi. Konuyla ilgili olarak sektörün önemli isimlerinden gelen birbiriyle uyumsuz açıklamalar ise krizin bir süre daha devam edeceğine ve üretimi olumsuz etkileyeceğine işaret ediyor. Tesla’nın CEO’su Elon Musk çip krizinin kısa vadeli bir sorun olduğunu ve gelecek yıla çok daha iyi bir kapasiteye sahip olunacağını ifade ederken krizden derinden etkilenen ve üretimi durma noktasına gelen Mercedes-Benz ise mevcut yüksek talebin karşılanması için çip krizinin ivedilikle sonuçlanmasını ancak bu krizin ortadan kalkmasının bir hayli zaman alabileceğini belirtiyor. Tesla’ya göre 1 yıl içerisinde krizin ortadan kalkması beklense de birçok otomotiv şirketi olumsuz sürecin 2 yıla kadar yayılabileceğini düşünüyor.

Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…

Bu yazı 29 Eylül 2021 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.


Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s