Döngü

Kalın bir defterin son sayfalarına geldik, kocaman bir yılı geride bırakıyoruz. 2021 yılı, bir önceki yıldan miras kalan koronavirüs gündeminin yanında yeni birçok belirsizliği de beraberinde taşıyarak 2022 yılına bırakıyor.

Dünya hastalık ile yaşamaya alıştı derken yılın son haftalarında önce Omicron, sonrasında da Delmicron varyantıyla salgında bildiğimiz yerlere geri dönüyor gibiyiz. Yine benzer şekilde, 2019 yılının bu zamanları ortaya çıkan Kovid-19 hastalığı, 2020 yılında tüm ekonomilerde yüzyıl boyunca “o kadar da olmaz” dediğimiz her şeye bir bir tanıklık etmemize vesile oldu. 2020 yılından miras kalan sorunları 2021 yılında çözmeye çalışan dünya ekonomileri çok başarılı olmuşa benzemiyor. 2022 yılı da dünyanın birçok farklı ekonomisinde farklı farklı sorunların çözüme ulaştırılmaya çalışılacağı bir yıl olarak bizi bekliyor.

Bizim ülke olarak alışkın olduğumuz enflasyon sorunuyla dünyanın büyük ekonomileri 2022 yılında çetin bir mücadeleye girecek. Geçtiğimiz günlerde açıklanan Kasım ayı verilerine göre ABD’de yıllık enflasyon oranı %6,8’e yükselerek ülkede son 39 yılda kaydedilen en yüksek enflasyon oranı oldu. Tüm dünyada etkilerini yakından gördüğümüz tedarik zincirindeki problemlerin üzerine bir de ülkelerin büyümeyi desteklemek için hayata geçirdiği uygulamaların yarattığı enflasyonist ortam eklenince tarihi yüksek seviyelere çıkan enflasyon ile mücadele için ABD Merkez Bankasının (FED) 2022 yılı içerisinde kaç faiz artırımına gideceği sadece ABD ekonomisinin değil başta ülkemiz olmak üzere tüm gelişmekte olan ekonomilerin de öncelikli gündem maddeleri arasında. FED’in yıl içerisinde üç faiz artırımına gideceği konuşulurken senaryolar arasında dördüncü faiz artırımı ve sonuçları da yer alıyor. Önceleri geçici ibaresiyle kamuoyuyla paylaşılan enflasyon ile ilgili değerlendirmeler değişti; FED adım atmakta gecikirse ABD için kalıcı bir enflasyon oranından bahsedebiliriz.

2022 yılı tüm dünya için para politikalarının yılı olacağa benzese de ülkemizde durum biraz daha farklı gelişiyor. Bu köşeyi takip eden değerli okuyucularımız hatırlayacaktır; geçen haftaki buluşmamızda ülkemizde para politikasının yerini maliye politikasının alacağını ve önümüzdeki dönemde kur korumalı TL vadeli mevduat ürünüyle beraber maliye politikasındaki gelişmelerin daha yakından takip edileceğini değerlendirmiştik. Söylemlerden hareketle seçimlerin 2023 yılında yapılacağını varsayarsak 2022 yılının ikinci yarısından itibaren gireceğimiz seçim atmosferi de eklendiğinde maliye politikasındaki esnemeleri ve sonuçları değerlendireceğimiz bir yıl bizi bekliyor gibi. Uzun yıllardır önemli bir çıpamız olan mali kural hususunda manevra alanımız baki olsa da ilerleyen dönemde ülkemiz için yeni bir kırılganlık alanı ortaya çıkarmamak için adımlarımızı dikkatli atmamız gerektiği artık hepimizin malumu.

Aslına bakarsanız sadece takvim yaprağının ve yılın sonundaki sayının değişeceği, insanlığın yine karşı karşıya geldiği birçok sorunla belki de daha çetin bir şekilde mücadele edeceği bir yıl olacak 2022 yılı. Umutlarımız ve iyi dileklerimiz baki ama yine de mücadele konusunda bir döngü bizi bekliyor.

Bu haftaki buluşmamız ile 2021 yılına da veda ediyoruz. Tüm dünya için olduğu kadar ülkemiz için de bir hayli yoğun ve karmaşık geçen bir yılın ardından yeni yılı umutla karşılıyoruz. 2022 yılın ülkemiz için ve tüm dünya için öncelikle sağlıklı, sonrasında da tüm belirsizliklerin ortadan kalktığı bir yıl olmasını diliyorum. Siz değerli okuyucularımızın yeni yılını şimdiden kutluyorum.

Güzel ve sağlıklı bir hafta ve bir yıl geçirmeniz ümidiyle…

Bu yazı 29 Aralık 2021 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayımlanmıştır.


Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s