Geçtiğimiz haftanın ekonomik veri akışında önem ve aslında bir o kadar da merak açısından listenin ilk sırasında enflasyon oranları yer alıyordu.
Yılın ilk enflasyon oranlarını açıklayan Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre Ocak ayında yıllık tüketici enflasyonu %48,69 düzeyine yükselirken üretici enflasyonunda gördüğümüz %93,53’lük oran ise önümüzdeki ayların da fiyatlar açısından bir hayli alevli geçeceğine işaret etti.
Türkiye İstatistik Kurumu, tüketici fiyatlarındaki değişimi incelerken hanehalklarının ortalama tüketim kompozisyonu çerçevesinde şekillenen örnek bir tüketim sepetini esas alarak bu tüketim sepetinde yer alan ürünlerdeki fiyat değişimini güncelliyor. Yıllar itibarıyla bu sepetteki ürünlerin güncellenmesi mümkün. Öyle ki, yılın ilk enflasyonunu açıklayan TÜİK, aynı zamanda tüketici enflasyonunun hesaplanmasında yaptığı değişiklikleri de bizlerle paylaştı. Buna göre, TÜİK 2021 yılında toplam 415 ürünün fiyatını gözlemlerken ürün sayısı bu sene 409’a geriledi. Bu düşüşe karşın önemli bir değişiklik ise gözlem sayısında oldu. 2021 yılında 1,7 milyon gözlemle hesaplanan tüketici enflasyonu 2022 yılıyla birlikte artık 3,1 milyon gözleme ev sahipliği yapıyor. Önemli bir artış.
TÜİK ülke genelinde, ortalama bir hanehalkının karşılaştığı enflasyon oranını Ocak 2022 itibarıyla yıllık bazda %48,69 olarak hesapladı. Ancak daha alt kırılımlara indiğimizde her birimizin birer tüketici olduğu gerçeğiyle yine her birimizin ay içerisinde karşılaştığı enflasyon oranı da değişim gösteriyor. Aslında bu durumun en ayan sonuçlarından birini yine TÜİK’in paylaştığı Hanehalkı Tüketim Araştırması verilerinden görebiliyorduk. En son 2019 yılının verilerini paylaşmakla yetindiği için çalışmayı güncel tutamasak da söz konusu dönem için yaptığım hesaplamalarda toplumun daha yoksul gelir grubunda yer alan bireylerin diğerlerine kıyasla daha yüksek bir enflasyon oranıyla karşı karşıya kaldığını bulmuştum (Söz konusu çalışmanın detayları için her ay yayımlanan İktisat ve Toplum Dergisi’nin 108. sayısına göz atabilirsiniz).
Bunun en önemli sebeplerinden birisi de daha yoksul kesimin tüketim sepetinde gıda harcamalarının yüksek payı. Öyle ki, 2021 Nisan’ındaki çok küçük bir payı saymazsak son 22 aydır gıda enflasyonu tüketici enflasyonunu yukarıya taşıyor. Ocak ayında %55,6’ya ulaşan gıda fiyatlarındaki artış önümüzdeki döneme ilişkin yukarı yönlü riskleri de besliyor.
Bu haftaki buluşmamıza da ismini veren durum ise ürünlere tek tek baktığımızda kendini gösteriyor. Örneğin, Kovid-19 salgınıyla beraber ayrılmaz parçalar olan cerrahi maske, sabun, kolonya, hijyenik ürünler vb. ürün grubunda fiyat artışı ortalama %34’ü bulurken bir yayınevi işletmecisiyseniz karşılaştığınız maliyet artışı %225’i buluyor. Aracınızla seyahat etmeyi seviyorsanız akaryakıt fiyatlarındaki artış %106 ila %143 arasında değişirken iddialı bir kahveseverin karşılaştığı enflasyon %110,2’yi buluyor. Hayat telaşesinden bir hafta ve daha fazla süreli vakit bulabilip de bir tura çıkmak isterseniz sıkı durun; sizin enflasyonunuz %535’e kadar ulaşıyor.
Enflasyon tıpkı 90’lı yıllarda olduğu gibi ekonomi gündeminin ilk sıralarındaki yerini hayli sağlamlaştırdı. Üretici ila tüketici fiyatları arasındaki farka baktığımızda önümüzdeki aylarda da öncelikli gündem maddelerinden birisi olacağa benziyor.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 9 Şubat 2022 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayımlanmıştır.
