Geçtiğimiz günlerde karşıma çıkan 21 Ocak 1980 tarihli bir Times Dergisi kapağı aslında tarihin tekerrür ettiğini, geçmişten alınmayan derslerin gelecekte sorunları yeniden ortaya çıkardığını gösterdi bize. Söz konusu kapakta büyük puntolarla şu yazıyordu: “Bir Silah Olarak Buğday”. Aradan 40 yıldan fazla geçti, günümüzde tarım ürünleri yine bir silah olarak ülkelerin en büyük güçlerinden birisi konumuna ulaşıyor. Öyle ki, küresel gıda fiyatları rekor üzerine rekor kırarken önümüzdeki döneme ilişkin beklentiler bu görünümün daha da kötüleşerek devam edeceğini ortaya koyuyor.
Gezegenimiz tüm badireleri aynı anda atlatmaya çalışıyor şu sıralarda. Önce geçtiğimiz yüzyılın son çeyreğinde uluslararası politika metinlerinde kendini gösterse de 2000’li yıllarla birlikte hayatın tam ortasında yer edinen iklim değişikliği, sonrasında Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte başlayan tarım üreticisi ülkelerde yaşanan bir soruna karşı hazırlıklı olmadığımız gerçeği yüzümüze tokat gibi çarptı. Son günlerde dünyanın en büyük buğday üreticilerinden birisi olan Hindistan’ın buğday ihracatı yasağı da bütün bu gelişmelerin üzerine tuz biber oldu. Salgın dönemi, son dönemde adeta bir sihirli anahtar gibi görülen küresel tedarik zincirlerine olan güvenin temelinden sarsılmasına sebep olurken artık ülkeler ‘kendi kendine yetebilirlik’ üzerine çalışmaya başladı. Temel insani ihtiyaçların başında gelen beslenme ihtiyacının giderilmesi için gereken gıdada bu eğilim başladığında ise ülkeler gıda korumacılığı eğilimini tıpkı bir silahlı kuvvet gibi kullanmaya çoktan başladı bile.
Küresel konjonktürde gıdanın tedariki noktasında yaşanan sıkıntılar fiyatların d hızla yukarı taşınmasına sebep oluyor. Buğday başta olmak üzere arzda yaşanan aksaklıklarla birlikte ülkeler daha korumacı bir eğilime bürünürken fiyatların hızla artması özellikle gıda emtiası ithalatçısı ülkeler için finansmanı giderek daha da zorlaşan bir süreç haline dönüşüyor. Öyle ki, İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey, gelecek dönemde İngiltere’nin ve dünyanın yükselen gıda fiyatları riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Ama görünen o ki, bu ifadenin doğruluğunu test edebilmek için çok da beklemek gerekmiyor çünkü küresel tarım fiyatlarındaki görünümü işleyen Bloomberg Tarım Spot Endeksi tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Yine Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) verilerine göre küresel gıda fiyatları yine şimdiye kadar ulaştığı en yüksek seviyesinde. 2020 yılının sonunda 110’lu seviyelerde olan endeks 2022 yılının henüz ortasına ulaşmamışken 160’lara yükselmiş durumda.
Geçtiğimiz haftanın sonunda Ankara’da düzenlenen ve benim de sürdürülebilir gıda üretimi temalı oturumunu yönettiğim “Gıdanın Geleceği Ellerimizde Zirvesi”nde gıda tedarikindeki aksaklıklarla birlikte ortaya çıkan sıkıntılar enine boyuna masaya yatırıldı. İnsanlığın her yıl milyarlarca ton gıdayı israf ederken çok yakın dönemde gıda tedariki noktasında sıkıntıya düşecek olması akıllara “Kendim ettim, kendim buldum” diye başlayan şarkıyı getiriyor. Ama maalesef gerçek hayat şarkılardaki gibi olmuyor. Görünen o ki, önümüzdeki dönem beslenme gibi böylesine temel bir ihtiyacın dahi giderilmesinde zorlanıldığı, hayli zorlu bir dönem olacak.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 18 Mayıs 2022 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayımlanmıştır.
